The Assassination of Jesse James by the Coward Robert Ford

Posted by her boku bilen adam | Posted in | Posted on 18:56

Türkçeye tam olarak çevirirsek filmin adı : "Korkak Robert Ford'un Jesse James Suikasti"
Geçtiğimiz yılın bana göre haksızlığa uğrayan filmlerinden biri Jasse James.Sanırım,daha ismi ile bu kadar uzun ve ağır bir westerni kaldıramadı seyirci ve film hem gişede hem de eleştirilerde pek olumlu karşılanmadı.



Film seyirciyi yoran ağır temposuna,biyografinin getirdiği sınırlara ve daha adından belli sonuna rağmen;anlattığı hikayenin altından başarıyla kalkıyor.Hatta bana kalırsa bu filmi western,biyografi gibi etiketlemek çok büyük haksızlık.
Kısa bir mesafedeki,oldukça uzun süren bir yol hikayesi bu.Hem gerçek,hem de mecaz anlamda bir yol hikayesi..

Jasse James rolünde Brad Pitt harikalar yaratıyor desek abartmış olmayız.Bu arada şimdi farkettim ki blog başladıgından beri üzerine yazı yazdıgım nerdeyse her filmde Brad Pitt var.Neyse tesadüf deyip geçiştireyim bunu şimdilik.
Konumuza dönecek olursak;Brad Pitt Jasse James'i gerçekten de iyi analiz etmiş.Klasik tabirle adeta rolünü yaşıyor diyebiliriz.


Jasse James'in müstakbel suikastçisi "ödlek" Robert Ford'u ise Ben Affleck'in kardeşi Casey Affleck oynuyor ve öyle bir oynuyor ki,insan içinden "hiç ağbisine çekmemiş bu oğlan" diyor.Robert Ford'u Jasse James'i öldürmeye iten süreci gerçekten yaşatıyor Casey Affleck bizlere.
Casey Affleck ve Brad Pitt gerçekten müthiş bir ikili oluşturmuşlar.Özellikle final sahnelerinde bu ikilinin uyumları gerçekten muazzam.Sırf bu ikilinin bu harika uyumu için bile izlenir bu film.
Robert Ford'un ağbisi rolünde Sam Rockwell ve Jasse James'in karısı rolünde Mary-Louise Parker da iyi iş çıkarmışlar diyebiliriz.

Jasse James

1847-1882 yılları arasında Amerika'da yaşamış ve kısa sürede bir efsaneye dönüşen Jasse James'in hikayesini anlatıyor bize film.Aslında daha sağlıklı bir ifadeyle Jesse James'in son günleri diyebiliriz.Artık bir efsane olmuş,herkes tarafından saygı duyulan,korkulan ve dört bir
yana nam salmış bir adamın yolun sonuna dogru gidişine şahit
oluyoruz.Karmaşık bir adam Jesse James.Çocuklarını ve karısını çok seven bir baba;ama aynı zamanda sırf düşmanına benziyor diye birisini öldürecek kadar da soğukkanlı bir katil.
Kurduğu çete ile pek çok soyguna karışan ve o döneme damga vuran,hayatı ;
iniş-çıkışlarla,tehlikelerle dolu olan ve ölüm anı da şöhretine yakışır şekilde yaşanan bir adam.


Jesse James öyle bir fenomen ki öldükten sonra yüzlerce insan cesediyle fotoğraf çektirmeye çabalıyor.
Aileler çocuklarına Jesse James fotoğraflarını miras bırakıyor.Yukarıdaki örnekte olduğu gibi günümüze ulaşan Jesse James fotoğraflarının orjinalleri koleksiyoncular tarafından nadide parçalar arasında sayılıyor.
Sadece 34 yıl yaşayan ve ardında günümüze kadar uzanan bir şöhret ve soru işaretleri bırakan bir adamın,bir antikahramanın (kimilerine göre kahramanın) hikayesini anlatmak da bir hayli zor haliyle.

Buna karşılık Jesse James'in hareketli hayatının son aylarında yaşadığı travma ve sağı solu belli olmayan dengesiz bir adama dönüşmesini gayet güzel anlatmış yönetmen Andrew Dominic.
Dominic;bizdeki tabirle bir eşkıyanın,bir gangsterin,bir suçlunun hareketli hayatının aksiyondan uzak gayet sade ve usulca anlatmayı tercih etmiş

Filmin haddinden fazla ağır ilerlemesinin nedeni de bana göre ,ölüme yürüyen bir adamın hızlı ve tehlikeli yaşayan bir suçlu dahi olsa yavaş adımlar atacağından ileri geliyor.Andrew Dominic,Jasse James'in bu ölüm yolculuğunu bizlere gösterirken,Robert Ford'un bu yolculuktaki rolünün de hakkını vermiş.İkili arasında kurulan bağ yer yer patron-çalışan,yolcu-yol arkadaşı,ağbi-kardeş,cellat-kurban gibi değişken ikililer olarak devam ederken seyirci olarak bu değişkenliklerden ve psikolojik savaştan,ben hiç ama hiç sıkılmadım.Karakterlerin içlerine düştükleri bu psikolojik değişkenlikler o kadar iyi hissettiriliyor ki seyirciye,tabi bunda harika oyunculukların da payı büyük,3 saat boyunca filmin sonunu bildiginiz halde kendinizi "acaba" derken bulabiliyorsunuz.

Özellikle de altından kalkması hayli zor olabilecek olan James'in öldürüldüğü sahnedeki başarılı oyunculuklar ve yönetmenlik filmin yavaş giden temposunda adeta zirve yapıyor.Jasse James'in suikast mi cinayet mi yoksa intihar mı soru işaretleriyle dolu olan ölüm anı gerçekten de seyircinin yorumuna bırakılmış.Film boyunca Jesse James sanki ölümünden haberdar gibi yol alıyor.Ölümüne doğru bir geri sayım yaşıyor sanki.
Ama bir yandan da Robert Ford'a sanki "yapma bunu sana güvenmem lazım" diyor.Bir sınava alıyor adeta onu.
Bu yolculuk,onun ortaya kendi hayatını koyduğu bir sınav mı,yoksa bir intihar mı,ya da başlı başına bir cinayet mi.Film cevabı seyirciye bırakıyor.Ve bu soruyu sorarken yarattıgı atmosferle seyirciyi daha filmin adıyla verdiği cevabın,sağlamasını yapamaz hale getiriyor.


Korkak Adam Robert Ford


Jasse James'in katili olarak üne kavuşan silik adam Robert Ford gerçekten ilginç bir karakter.Herşeyden önce o daha bir çocuk.Zayıf ve güçsüz bir çocuk.

Rober Ford,Jasse James'i öldürerek; paradan,şöhretten çok,saygı kazanma çabası içinde."Korkak" olmadıgını ispatlamak için en "korkusuz" adamı öldürmeyi amaçlıyor.
Öte yandan bu kendini ispat meselesi amiyane tabirle "cin olmadan adam çarpma"ya dönüşüyor.
Casey Affleck'in çok başarılı bir şekilde oynadığı Robert Ford film boyunca öyle gelgitler yaşıyor,öyle çaresiz kalıyor ki son sahnede bile "yapamaz lan bu pısırık" diyebiliyoruz.

Ve kadere bakın ki en korkusuz olanı öldürmek ona "korkak" yaftasını yapıştırıyor.

Yönetmen,Robert Ford'un cinayet sonrası içine düştüğü buhran dönemini de pas geçmeyip kısa bir özetle de olsa anlatarak,hikayesinin akılda kalan soru işaretlerini de bir bir cevaplamış.Bu da film adına başka bir artı daha.

Adı kadar kendi de uzun olan "The Assassination of Jesse James by the Coward Robert Ford" kaliteli film seven ve hakkını da verebilecek seyirciye gerçekten de çok kaliteli bir 3 saat vaadediyor.Ama şunu da söylemek lazım.Her ne kadar kaliteli film sevseniz de bu film sizi tatmin etmeyebilir.Sonuçta ortada 3 saat süren uzun ve ağır tempolu bir hikaye var.Ya seveceğiniz ya nefret edeceğiniz türden bir film olmuş.Ben çok seven taraftayım.
Notum 10 üzerinden 9.

Comments (4)

Bu film sadece ödlek Robert Ford Casey Affleck için bile izlenir.O kadar oyuncunun yanında hiç ezilmeden rolünün hakkını vermiş.Alternatif olarak ta abisinin çektiği Gone baby gone 'ı öneriyorum.

ezik bir adamı ezilmeden oynamış hakikaten.

Fight Club'tan sonra hayranı,tutkunu olduğum film.Hani canın sıkılınca bir filmden sahneler izlersin ya,bu filmde öyle.Bence oyuncuları ve yönetmeniyle dörtdörtlük.
Ayrıca filmde görüyorüz ki Amerikan sineması kendi değerlerini nasıl da hayran bırakacak şekilde diğer insanları etkilemek için kullanıyor..

yönetmenliğiyle, oyunculuğuyla, kostümütle, senaristiyle, müzikleriyle.. herşeyiyle ama herşeyiyle kusursuz mükemmel bir film.
filmin sinama da istenilen başarıyı yakalayamaması bakın buraya yazıyorum tamamen izleyici kusurudur! tüm dünyada sinema izleyicisi malesef yeterli olgunluğa, kültüre ve zevke erişemedi.. hala basit ve sırdan sanat ve zevk anlayışına sahipler.. bu filmde araya gitti. ilerleyen yıllarda şimdikinden çok çok daha fazla kıymetinin bilineceği muhakak..