Biliyon Mu?
Posted by her boku bilen adam | Posted in haftanın şarkısı , kişisel | Posted on 18:09
16
Bir hissizlik hali vardı uzun zamandır süregelen. Bi tempo tutturmuşum hayatta; kapıldım gidiyordum. Daha doğrusu o bir tempo değil aslında biliyor musun? Ona başkaları "tempo, hayatını düzene soktun, vay bunlar güzel gelişmeler" falan diyor. Bense hissizlik diyorum. Bu genelgeçer bir yargı değil ama. Sadece benim hissettiğim, daha doğrusu hissedemediğm bu. Daha da doğrusu bu hissizliğimi buna bağlıyorum.
Ne kadar hissizleşirsen hayatta o kadar başarılı görünmen de ne boktan bir şeydir. Ne kadar duygun varsa o kadar ezik oluyorsun karşılığında da. Ne acı lan.
Aslında belki de hiç alakası yoktur o tempoyla hissizliğin.
Kimi kandırıyorum ki.. Biliyorum işte hiç alakası yok gerçekten. Bu başka bir şey.
Bu sanırım duygularımın artık bana daha fazla dayanamaması.
Bu bi şey tam adını koyamıyorum.
Birileri güzel tanımlamıştı benim bu halimi. Daha doğrusu göstermişti bana bunu şununla :
Kirpi gibisin çocuk
Her tarafın diken
Kim elini uzatsa
Delik deşik
Üstelik sen de kan içindesin.
Ben uzun zamandır kimseyi özlemiyordum biliyor musunuz? Leyla var bir tek. Arkadaşımın kızı. 2 yaşında. Bir tek onu özlüyordum. "Kızlar bakın nasıl da sevimliyim bir tek bebeğee özlüyom" diye düşünmeyin. Vallahi bir tek o var. Tamam dünyanın en tatlı yaratığı kendisi ama sadece o olmamalı yani. Ailem, dostlarım, doğduğum, büyüdüğüm, kendim olduğum şehir de var orda. Onlara ayıp olmuyor mu?
Oluyor da yok işte.
Kızıyorlar bana bu durum için çok. Aslında kızmaktan çok benim için üzülmeleri lazım sanki. Ama seviniyorlar buna. Dedim ya o tempoyu yakaladığım, işlerimi düzene soktuğum, kendi düzenimi kurduğumdan falan dem vuruyor "helal olsun" diyorlar.
İş ne lan? İş ne? Hayat bu mu? İş mi hayat?
"Beni hiç anlamamışlar" değil bu biliyor musun? Aslında beni çok iyi anlıyorlar ki sanırım ben de bundan kaçtım. "Benim içim dışım birdir şekerim" diye sırıtan salaklar var ya, hah işte onların içi dışı hakkaten bir olsa o kadar mutlu olmazlardı biliyor musun?
("Biliyor musun, biliyor musun" diye diye aklıma "Behzat Ç"deki şu sahne geldi bak)
Yok be. Demek ki içlerinde o var, ondan mutlular. (Kendi tezimi çürüttüm 2 saniyede)
Neyse olmayan konuya geri döneyim.
Orada kendimi kapamam zordu. Anlaşılmak ağırdı bazen. Hayatında hiç rol yapmadan yaşamak ne güzeldir değil mi? Öyleydi işte. Ama fazla kendin olmak, hele sen çok sensen çok zor.
Birilerini anlamaksa en zoruydu. Kaçtım gittim. İyi gibiydi aslında her şey. Hatta vallahi iyiydi be.
Ama kime desem iyiyim diye hep bir "Sende var bi şeyler" dediler. Seziliyor işte bazı şeyler. Ne de olsa "Benim içim dışım birdir şekerim"
Biliyorum aslında çoğu şeyi. Çok şey biliyorum. Haddinden fazla şey. Niye bu kadar şey biliyorum da kendimi bu kadar yoruyorum onu bilmiyorum bak.
Artık klişeleşen şu akreple kurbağa hikayesindeki gibi "Benim huyum bu" sanırım.
İnsana hayatında ona en zorluk çıkaran şeylerin bildiği, emin olduğu, hissettiği şeyler olması ne acı değil mi?
Şarkı da çok güzel biliyon mu?
Hep diyoruz ya orda burda "ben samimiyim ondan seviliyorum, insanlar beni içten buluyor şekerim".
Sanırım hiç bu kadar kendi kendime saçmalamamı buraya dökmemiştim.