"Groundhog Day" filmini bilenleriniz vardır. Bill Murray ve Andy Mc Dowell'ın oynadığı efsane film.
Filmde bir hava durumu sunucusu olan Bill Murray, Amerika'nın kırsalında bir kasabada bir kunduzun delikten çıkması ve güya "bahar geldi mi gelmedi mi" haber verdiği "Groundhog Day" adındaki bir şenliğe ekibi ile birlikte gider ve o kasabada her gün aynı günü yaşamaya başlar. Her sabah "Groundhog Day"e uyanır ve durmadan aynı insanlarla aynı konuşmaları, aynı olayları yaşar. Artık o kadar sıkılır ki yapmadığı numara, girmediği şekil kalmaz. Hırsızlıktan tutun da, piyano çalmayı öğrenmeye, artık dayanamayıp kendini defalarca öldürmeye kadar fantastik olaylara imza atar ama ertesi gün tekrar aynı güne uyanır.
İnanın nefret ediyorum "bu ülkede.." diye başlayan yazılar yazmaktan. "Bu ülkede şu yanlış, bu yanlış, şu şöyle bu böyle" demekten bana da gına geldi ama işte biz de bir nevi Groundhog Day filmine benzer hayatlar yaşıyoruz "bu ülkede". Ama bizimki öyle tek bir güne sıkıştırılmış değil malesef. Keşke öyle olsa. Bizimki bazen 1, bazen 5 ya da 10'ar yıl içine sıkıştırılmış bir kısır döngüden ibaret.
Bu periyotlar boyunca aynı olayları yaşıyor, aynı sorunların ortasında buluyoruz kendimizi. Bu duruma ise çözüm üretmek şöyle dursun adeta besliyoruz bu kısır döngüyü. Sanki hoşumuza gidiyor bu acı bizim.
20 yaşında çocukları suni bir savaşa yollayan devlet, o çocuklar ölünce "bir oğlum daha var onu da göndereceğim, bu vatana feda olsun" diyen anne-babalar, cenazelerinde hep bir ağızdan "şehitler ölmez vatan bölünmez sloganları" atan kalabalıklar, cenaze görüntülerinin altlarına duygusal bir müzik verip çocukların fotoğrafları eşliğinde vatan bayrak göndermeleri ile veren kanallar, "bu kardeş kavgası bitsin" diyeni linç etmeye çalışan vatanseverler.... daha neler neler...
Her gün aynı gün, her hafta aynı hafta, her yıl aynı yıl...
Bu sorunları ortadan kaldırmak yerine bunu kabullenen ve sadece "vatan sağolsun" diyen milyonlarca insan..
Bu nasıl bir vatan ki sadece gencecik çocuklar öldüğü zaman sağolabiliyor ?
Bu vatan biz uğruna durmadan kanımız dökülsün, kan dökelim diye mi var yoksa bizi yaşatmak için mi ?
Vatan sağolsun diye çocuklarımız öleceğine, çocuklarımız ölmesin diye vatan sağolsa nasıl olur, hiç düşündünüz mü ?
Hani Amerika'ya her fırsatta atıp tutuyoruz ya "Sen ne şerefsizsin Amerika taa kalkıp kilometrelerce uzaktan Irak'a Afganistan'a asker gönderiyorsun" diye. Peki Amerika o, hamburger yiyen, basketbol oynayan, kafası bilgisayar oyunlarından başka bir boka basmayan çocuklarını nasıl yolluyor kilometrelerce uzağa ?
Basit.
Vatanseverlik aşılıyor 1000 farklı ırktan oluşan insanlarına. "Hepiniz tehdit altındasınız, eğer birlik olmazsak teröristler gelir, ağzımıza sıçar, o yüzden gelin bu bayrağın altında toplanalım" diyip korkutarak; eline iki bayrak tutuşturduğu gençlerini binlerce kilometre uzağa yollayıveriyor.
Ama yetmiyor. Çünkü o beğenmediğimiz, "idiot" dediğimiz 300 milyon adamdan yeterli sayıya ulaşamıyor. Çünkü herkes yutmuyor bu yalanı.
Açıkta kalan kontenjanı da müttefik devletlerle tamamlayıveriyor işte.
Peki biz ?
O idiot Amerikalılar, o kadar gözlerini bürüyen vatanseverlik altında bile ölen çocuklarını, dönen gazilerini görünce ayaklanıp bir şeyleri dile getirirken biz ne yapıyoruz ?
Kendi evladı ölen anneye bile çıkıp "bir oğlum daha var o da feda olsun" dedirtiyoruz.
Yine soruyorum ne için peki ?
Vatan için...Bayrak için...
Hangi vatan peki bu ?
Bizlere daha ilkokuldan itibaren sorgulamamayı, düşünmemeyi, sadece ne söylenirse yapmamızı emreden öğretmenlerin olduğu, öyle olmayanların zaten kellelerinin koparıldığı;
"Yarış atı" benzetmesini klişe hale getirebilecek bir eğitim(!) sistemi ile yürüyen, milyonlarca genci dersanelere para dökmeye zorlayıp eğitim işinden cep dolduran bir ekonomi yarattığı halde hiç bir şey öğretmemeyi başarabilen,
Yarıştırdığı gençleri "bari adaletli yarışalım" diye isyan ettikleri halde, geldikleri yere, giydikleri kıyafete göre ayıran,
Güç bela girdikleri ve geride en az 1 milyon kaybeden bıraktıkları yarışın sonunda bile hala hiç bir şey vermeyen üniversitelerde çürüten,
Eğitimlisi, eğitimsizi, meslek sahibi kim olursa olsun doğru dürüst sosyal güvence sağlayamayan,
Yolda yürürken bile kafanıza kurşun yemeyeceğinizin garantisini veremeyen, tarlada gezen çocuğun üzerine bomba atılıp parçalandığı, otobüsle eve dönen kızın molotof kokteyli sonucu yanarak öldüğü,
Her gün trafik kazalarında binlerce insanın telef olduğu, her üç ayda bir mutlaka bir tren kazasının yaşandığı, önlem almak şöyle dursun komik cezaların verildiği,
Tecavüz edip öldürenin, sadece tecavüz edenden daha az ceza aldığı "3-5 yıl yatıp çıkarsın sonra kimse hatırlamaz" gibi bir söylemin doğru olabildiği bir hukuk sistemine sahip,
Yeterli önlemlerin alınmadığı işlerde, komik maaşlarla çalışan insanların öldüğü ve ailelerine komik tazminatlar ödendiği,
Küçücük çocukları ellerin taşlar tutuşturup polisin, askerin önüne salacak kadar vicdansız , ne yaptığının farkında bile olmayan o çocuklara "bunlar orospu çocuğu, bunları bana verseler anında keserim kafalarını" diyecek kadar gözü dönmüş insanların yaşadığı,
İnternet gibi bir icadı bile içlerindeki nefreti kusmak için kullanan gençlere, çocuklara sahip,
Çok sevdiklerini iddia ettikleri vatanlarının ana dilini bile doğru düzgün konuşmaktan acizlerin ahkam kestiği,
Zenginin her gün daha da zenginleşip, fakirin daha da fakirleştiği ama ne hikmetse, ezilenin her daim ezenin dalkavukluğunu yaptığı ,
Ama tüm bunlara rağmen her sabah çocuklara "bu vatan için her şeylerini feda etmelerinin" andını içtiren, 20 yaşında çocukları, 25-30 yaşında okumuşları askere alıp ellerine tutuşturdukları silahla "en büyük sensin" nidaları eşliğine suni bir savaşa gönderen ve "bak uyursan da ölürsün" psikolojisi ile geride kalanlara alkış tutturan,
...bu VATAN için mi feda olsun 20 yaşında çocuklar ?
Kimse kusura bakmasın, isteyen şimdi gelip bana küfürler yağdırsın, isteyen yine diline doladığı o "klavye delikanlısı" saçmalığından bahsetsin ama; bu vatan böyle bir vatan olmaya devam edecekse sağolmasın arkadaşım.
"Hepsi Amerika'nın oyunu, zaten herkes düşmanımız" da demesin kimse bana. Sen çocuğun öldüğü halde "1 tane daha var o da şehit olsun" dersen, "en az 3 çocuk yap" diyen adamlar tarafından yönetilir, "halk isterse darbe olur" diyen postal yalayıcı vekiller tarafından temsil edilir, çocuğunun kanından beslenen vampirler tarafından pohpohlanır, yeri gelir artık bu vatan uğruna akıtacak kanın kalmadığı zaman da siktiri yersin. Yine soruyorum :
"Vatan sağolsun" diye çocuklarımız öleceğine, çocuklarımız ölmesin diye "vatan sağolsa" nasıl olur, hiç düşündünüz mü ?