Gece Saçmalaması
Posted by her boku bilen adam | Posted in haftanın şarkısı , kişisel | Posted on 02:08
33
Yaşım 27.
Böylece bir kuralımı daha yıktım değil mi? Yaşımı söylemiyorum, suretimi göstermiyorum ya. Çok coolum ya ben. Hep ondandı sandınız değil mi?
Öyle değil be valla bak. Ben zaten yalan söyleyemem. Yani söylerim de yalanımda doğruyu söylerim hep. Tanıyanlar bilir ki söylediğim yalan doğruyu söyleyemediğim yerdeki kamuflajımdır ve hemen anlaşılır pat diye. Hoş, çok olmaz o da. Zaten tutamam kendimi çoğu zaman. Ne çektiysem de ondan çekmedim mi zaten. (Durmadan kendini anlatan adamları hiç sevmem ve giderek onlara dönüşüyorum)
Çektim evet. Çok çektim.
Kime göre neye göre?
Kendime göre Allah'ın cezası kendime göre.
Ben birini seviyorum. Çok hem de. Sorun şu ki o da beni seviyor.
Evet sorun. Yanlış okumadın. Sorun da bu. Niye sorun dersen, bak yemin ediyorum (durmadan yemin eden insanlardan nefret ederim ve giderek onlara dönüşüyorum), vallahi billahi (bak gene) bilmiyorum.
Belki biliyorum da işime gelmiyor diyeceğim de o da değil.
Biz birbirimizi seviyoruz ama işte.
Ya ben bunu anlatmayacağım aslında. Niye bu konuya girdim ki.
Neyse. Hafta sonu Ankara'ya gittim ben. Uzun zaman sonra. 3 yıl sonra. En son onunla gitmiştik. O da 3 saat durmuştuk. Metrosu pek garip Ankara'nın kapıları çok sert kapanıyor, durağın adını azarlar gibi söylüyor. (ULUS!!!)
Annem öleli 6 yıl oldu dün. Aslında annem sağ da anneanneme anne diyordum ben. Son isteği benim elimi tutmak olan bir insandı düşün. Bir insanın son isteği olmak nasıl bir duygu anlatacak değilim. Çünkü gerçekten orda değil gibiydim. Bakamadım da yüzüne zaten. Ne acı.
Teyzemle de konuşamıyorum artık. Çocukluk kahramanımdı oysa o benim. Niye böyle oldu ki. Ne acı.
Ben birini seviyorum. Çok hem de. Ama ben sanırım çok seviyorum. Çok sevmemek lazım. Böylesine sevmemek lazım.
İzmir'i özlemedim lan. ne acı değil mi?
Oysa İzmir'i bırakıp gidemezdim bile. Şimdi umrumda bile değil İzmir. Tamam tamam sakin olun İzmir Cumhuriyet'in kalesidir, hemen Atatürk rozetimi takıp bayrağımı sallıyorum da onu demiyorum ya ben. Manyak mısınız bu nasıl refleks? İzmir'i diyorum İzmir'i, Kale değil, İzmir lan. Çocukluğumun şehrini, Kordon'u, Fuar'ı, Pak Bahadur'u, Güzelbahçe, Narlıdere, Hatay, Karşıyaka'yı ne zaman kaleye çevirdiniz lan.
Ben birini seviyorum diyorum siz Cumhuriyet diyorsunuz.
Neyse ne diyordum. Çok fena saçmalıyorum şu an. Farkındayım.
Kardeşimi özledim ben. Kardeşimle hiç sarılmadık biz ve muhtemelen de hiç sarılmayacağız. Salağız biraz evet. 1 yaş var zaten arada. Ayı gibi adam ne sarılcam da çok klas adam lan benim kardeşim. Harbi adam yani. Saygılar hocam saygılar.
Annemle telefonda konuşamıyorum ben. Kızıyor o da. İkide bir "Sohbetine de doyum olmuyor" diye laf çakıyor.
En yakın dostlarımdan biri ile artık görüşmeyeceğim sanırım. Ayıp etti.
İçkim sigaram yok ha. Olsa iyice sıçtık demek ki. Bu arada kolayı da bıraktım. İçmeyeceğim artık.
Neyse.
"İnsan hayatının geri kalanını birlikte geçireceği insanı bulunca hayatının geri kalanının hemen başlamasını ister" diyordu dönüş yolunda okuduğum güzel kitapta.
Artık kitap okumak için yolculuk eder gibi oldum sanki.
İyi saçmaladım. Gideyim ben.
Yukarıda yazanlardan bir şey anlayan varsa bana da anlatsın.
Şarkıyla veda edeyim bari.
Bu kadar okudunuz
Bi şeye bağlansın.
Şiir gibi oldu,
Aman kafiye bozulmasın.
Kayra & Farazi - Alt Geçit
Biz kapan kurardık Şener Şen basardı,
Hayal bir feste püskül Üsküdar uzaktı,
Sobalı evlerin beton zeminlerinde saklan,
Kareli gömlek içerisinde gelebilir bir akşam,
Eski maçlar ciğerinin tam ortasında
Ve sağ tarafta bol duman yokuşlar,
Ciğeri tarifin gereği sorgulanmaz çok çetin bir kış devirdik muhtemel cevap
Ve Hakan şimdi n’apar? Maaşı kaç lira?
Bu yıl bahar gelir mi? Hepsi muamma
Alt geçitlerin içinde debelenirken,
Diyorum oğlum az biraz sabır alışacaksın,
Önce karlar eriyecek kazakların rafa,
Sonra günü gelince şaraba elveda,
O gün gelirse şayet durakta bekleyip,
Bir kez olsun bir yemin et…
Kalıbı küfre layık vicdan yemin peşinde,
Oysa tek bir dakika bekle beni asıl donarken izle,
Durakta bekledik, kör topal yeminler ettik,
Allem ettik kalem ettik olmadı,
Ve şimdi çençük ağzımın tam ortasında on yıl evvelinden kalma atkı,
Öfke damara dar gelince yakıyorum bu mavi lark’ı,
Yaklaşırken alt geçitlere şöyle yapacam:
Eski İsmet Market’in önünden durağa bakacam,
Eski İsmet Market’in önünden bugüne bakacam
Beyaz bir Şahin geçecek sonra,
Açık camından itinayla duyulacaktır ‘’Ah Yalan Dünya’’
O dakikanın sonunda ciğerin acıyacak,
Yokuşu tırmanırken kafanda var tabi ki bomboş evler
Bakıyorum bu atkıya,
Bakıyorum o dolmuşa, sade susuyorum…
Biz hayal kurardık gider biz basardık,
Ciğerim acıyarak derim memleket yok artık,
Zannedersem on sabır taşıyla çatladık,
Akşamüstü izlenir Sadri Alışık,
Benim için deniz, martılar falan uzak,
Tren sesiyle eskiden kaçardı uykular,
Bu yüzden orta yerine yazmışım birinci verse ün bu yıl bahar gelir mi?
Sormamız günah,
Yine de söylerim bu kış baya bunaldım,
O yüzden arkadaş çimenler koktu muydu benden hep kaç,
Oysa şimdi bakıyorum çoğu zaman uyandın,
Nedense bir dakika geçmez altı yirmi altı
Bugün de öyle gün,
Bugün de aynı gün, elinde şemsiye önünde alt geçitler,
Diyorum oğlum az biraz sabır alışacaksın,
Diyorum oğlum az biraz sabır,
Ciğerin acıyacak..