Üç Yıl Oldu Görüyor Musun?

Posted by her boku bilen adam | Posted in | Posted on 22:56

22

Vay be sevgili okuyucu.

3 yıl olmuş görüyor musun?

Bak o kadar şey paylaşmışız ki 3 yılda, artık "Sevgili okuyucu" diye giriş yapınca yazıya hiç yadırgamıyorsun bile görüyor musun?

Hatta öyle alışmışsın ki iki cümleyi de "Görüyor musun" diye bitirdim onu bile yadırgamadın bak.

"Sinema yazıları yazarım, benim Ömür Gedik'den neyim eksik" diye başlamıştım blog yazmaya.

Yok be aslında tam öyle değildi blog yazma hikayem. Hatta bir sır vereyim sana bu benim ikinci blogum. Ama gidip aramaya falan çalışma. İlk yazdığım blog kişiye özel bir blogdu ve sadece davetli olanlar okuyabiliyordu. 4-5 kişi falandık. Hala da duruyor o sayfa.

Çok şey değişti hayatımda son 3 yılda. Zaten hemen hemen hepsini de buraya aktardım hiç çaktırmadan. Bazen en alakasız yazıda gördünüz o gün kızdığım bir şeye olan öfkemi, bazen gündemdeki bir olayla ilgili bir yazıda anladınız hassas dönemlerimi.

Gerçek hayatta dostum, arkadaşım, sevdiğim insanların bana olan bakış açısını, saygısını burda da aynı şekilde kazandım. Belki de o yüzden sadece adımı gizledim, kendimi değil.

Çok da eğlendim bu gizlenme mevzusunda. Benim yazdığım yazıyı bana yollayıp "Ağbi herif ne yazmış be" diyenler mi ararsın, "HBBA diye bir eleman var bak o çok iyi onu takip et" diyen mi ararsın, "HBBA diye bir yavşak var kılım ona" diyen mi ararsın.


Her şey bir yana bu blogun okuyucu kitlesi çok özel bir kitle bence. Gerçekten.


Sadece kendi bakış açımdan söylemiyorum bunu. Bu blogu okuyan insanlar karşıt görüşte bile olsalar hiçbir zaman beni kırmadılar.

Ne adımı sanımı sordular, ne tipimi merak ettiler. Sadece benim fikirlerimdi onların merakı.

Galatasaraylı geldi Fenerbahçe yazımı okumaya, en fanatik AKP'li gelip hak verdi iktidarı eleştirime. Uzar da gider örnekleri.

Sizi bilmem de cidden blog alemi içinde çok şanslı hissediyorum ben kendimi. Farklı kesimden bir çok insanın saygısını kazandığımı düşünüyorum.


Kendimi övüyor değilim bu arada yanlış anlamayın (e yanlış alnamıyorlar  zaten hala açıklama yapıyon), sadece samimiyetime verdiğiniz değer için teşekkür etmek istiyorum bir kez daha.

Hep söylüyorum ne para ne şan ne şöhret, empatiden, karşıdakini dinlemekten bu kadar yoksun inanların çoğunlukta olduğu bir ülkede hem de "okuyarak" bana saygı gösterdiniz.

Hem de kim olduğumu hiç umursamadan.

Yazmaya devam edeceğim yine hayat elverdiği sürece.

Okuyan, okutan, kaale alan, yorum yapan, haddimi bildirmeye çalışan, kızan, moral veren herkese teşekkürler.

İyi ki yazmışım.

Yine olsa yine yazarım.

Yazacağım da.

Sağlıcakla kalın.

"Sen" diye başladığım yazıyı "siz" diye bitirdim görüyor musun?

* 3.yaş nedeniyle sizler için hazırladığım "HBBA Soundtrack 2" çok yakında burda.  

Tbrklr Cnm

Posted by her boku bilen adam | Posted in | Posted on 15:35

7

Bir Yorum Farkı bölümü ile daha karşınızdayım sevgili dostlar.

Bu seferki vakamızda "Düğün" adındaki bir tiyatro oyunu için Facebook'da etkinlik açıp arkadaşlarını davet etmiş Evren adlı bir tiyatrocunun başından geçiyor hikayemiz.

Evren etkinliği oluşturduktan sonra aşağıda da gördüğünüz üzere tüm arkadaşlarını davet ediyor.



Amma velakin gelen yorumlardan anlaşılıyor ki arkadaşları Evren'den gelen mesajı hiç de doğru algılayamamış. (Çok fena kelime oyunu yaptım şu an)



Siz de internette karşılaştığınız ilginç vakaları künyedeki adrese yoll... Şaka len şaka gazete mi dergi mi bu. Hem insan kendi görüp yakalayınca daha bi şey oluyor böyle bi...

Neyse gittim ben.

Kısa Kısa 14

Posted by her boku bilen adam | Posted in | Posted on 01:35

5

Yazmadıkça uzaklaşıyorsun, uzaklaştıkça yazmak istiyor ama yazmak istedikçe elin gitmiyor. İşte bu kadar saçma cümle kurabiliyor insan uzun süre yazmayınca. Döndüm yine kürkçü dükkanına ama durun bakalım neler olacak.


***

Behzat Ç. - Seni Kalbime Gömdüm benim için ciddi bir hayal kırıklığı oldu. Aslında hayal kırıklığı biraz ağır belki ama Son Hafriyat kitabındaki ca'nım hikayenin kötü bir şekilde harcandığını düşündüm. Red Kit başlı başına efsanevi bir karakterken, o geçmişte yaşadıkları, kendi travması, yaşattığı travmalar okuyucuya harika bir şekilde aksettirilirken filmde neredeyse gözükmedi bile. Hele Songül ve ağbisinin kitaptaki yerlerinin değiştirilmesi tam yıktı beni.

Oyunculuklara lafım yok ama keşke bu hikaye filmde böyle harcanmak yerine dizinin ikinci sezonuna yedirilseydi.

Neyse artık.

***

2.sezon hiç olmasa da olurdu amma velakin olursa da ancak böyle güzel başlayabilirdi herhalde.

***

N.Ç olayı ile ilgili bir yazı yazdım ama tamamlayamadım sinirden. Öyle kalakaldı. Öyle kalakaldım. Elim gitmiyor tamamlamaya.

***

Adamın evi yıkılmış, belki en yakınını kaybetmiş, belki sevdiği birileri ölmüş, belki hayatı kaymış, sen bir çadır için kilometrelerce kuyrukta bekletmişsin, soğukta donmuş, senin valin ortalarda yok. O adam gelip sadece "Vali İstifa" diye bağırıyor ve adamı sokak ortasında copla dövüyor, yüzüne biber gazı sıkıyorsun. Ne oldu Vali Bey'in gururu mu incindi istifa diyince birileri. İstifa etmeyecek zaten biliyoruz. Etmesin de zaten. Mazallah gider terfi ettirirsiniz ertesi gün de bırakın bağırıp çadırına dönsün insanlar. Hoş o çadırlar için de devletin bakanı gelip "Valla saray burası saray" demedi mi sırıta sırıta evi yıkılan adamlara. Ne diyim nankörüz valla hiç kadir kıymet bilmiyoruz. Devletimiz, valimiz, bakanımız sağ olsun da biz ölürüz, öldürürüz.

***

Halk bir gün düşersen ben de seni kaldıracağım derken, halkı temsil edenlerin düşene bir tekme de biz vuralım demesi ne acıdır.

Bu arada BirGün'ün manşeti de ne güzel özetliyor mevzuyu.

***
"Planking" diye bir saçmalık çıkmıştı hatırlarsınız. Yüzüstü fotoğraflarını çekip internete koyuyordu millet. Ondan sonra da Scarlett Johansson'un çıplak fotoğrafındakiyle aynı pozu veren insanların başlattığı "Scarletjohansoning" çıkmıştı. Amma velakin en güzeli yine bizden geldi.

İşte karşınızda Serdar Ortaç'ın buzdolabına yaslanarak verdiği pozdan yola çıkarak başlatılan yepyeni bir akım : SerdarOrtaçing


***

Tevez İngilizcesi'ne de çok fena takılmış durumdayım. İt iz veri iffikul, it is veri imoşyonal, veri iffikul

***

Ne acıdır ki tam 13 yıl sonra artık ben de bir Pesci değil Fifacı oldum. Fifa 11 de Fifa 12 de açık ara ezer geçer Pes'i. Yılların Winning Elevencısı adama şu lafları ettirdin ya sana hiçbir şey demiyorum artık Konami. (Çok üzülüyorum bunları söylediğime)

***

Kısa Kısa bloga dönmek için en iyi yol.

***

Blogun 3.yaşı geliyor. Size yine güzel bir hediyem var.