dizi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
dizi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Spartacus : War of the Damned

Posted by her boku bilen adam | Posted in | Posted on 11:40

33

Spartacus geliyor! Bu sefer fena geliyor!


Heisenberg Jr.

Posted by her boku bilen adam | Posted in , | Posted on 21:14

9

Efendim bizimle pek alakası yok şu Halloween hadisesinin eyvallah da bugün denk geldiğim bir görseli de koymadan edemedim buraya.

Saygı duydum velede.

"Say my name" diyor susuyorum.




Ah Jesse Ah!

Posted by her boku bilen adam | Posted in | Posted on 01:11

4

Şunu gördüm;


Şunu yaptım;


Jesse'ye çok üzülüyorum.

O değil de nasıl bekleyeceğiz şimdi o kadar zaman?

Jenerikler 11 - Dexter

Posted by her boku bilen adam | Posted in , | Posted on 13:24

13


Dexter Morgan....Dexter Morgan..


Seri katilleri öldüren bir seri katil...

Kahraman mı ?

Antikahraman mı ?

Suçlu mu ?

Yoksa adaleti sağlayan mı ?

Nesin sen Dexter Morgan ?

Kafamızı böyle kurcalamayı nasıl beceriyorsun ?


Dexter Morgan, siz diziyi izlerken kendisinin de yeri gelince yaşadığı bu soru yumaklarını seyirciye öyle bir geçiriyor ki karaktere ve diziye hayran olmamak elde değil.

Sanırım sadece dizilerin değil tüm sinema ve televizyon tarihinin en önemli karakterlerinden biri kendisi.

Bir televizyon ya da bilgisayar ekranından değil, bir katilin beyninin içinden izliyorsunuz tüm olanları ve onun yaşadığı tüm bu buhranı hatta ve hatta, abartmıyorum, kurbanlarını öldürürken yaşadığı hazzı bile hissettirebiliyor size. Öyle ki kendinizi "o adamı keserken ben de şu kanıtları yok etmeye başlayayım yavaştan ama yok şimdi ortada bir şey bırakırım Dexter kızar" diye düşünürken bulabiliyorsunuz.

Kuşkusuz bunda bu harika hikayenin yaratıcısı ve roman serisinin yazarı olan Jeff Lindsay'in yanı sıra kusursuz senaryo, yönetmenlik, kurgu ve aralarında OZ'un Dr.Gloria'sı Lauren Velez ve Enrique Morales'i David Zayas'ın da aralarında olduğu oyuncu ekibinin de payı büyük. Ama asıl büyük pay Dexter'a hayat veren Michael C.Hall'un mükemmelden de öte oyunculuğunda.

Zaten Michael C.Hall nasıl bir aktör olduğunu gelmiş geçmiş en iyi dizi olan "Six feet Under"daki David karakteri ile fazlasıyla belli etmişti.

Ama bu Dexter Morgan karakteri bambaşka.

Peki ya asıl konumuz olan jeneriğe ne demeli ?

Düşünün size diyorlar ki : "bize bir katili resmedin; ama cinayetlerini, kurbanlarını, öldürme eylemini gerçekleştirme evrelerini değil; sadece sabah uyanışını, kahvaltı edip evinden çıkışını"

Bunu nasıl yaparsınız ?

Sanırım bundan daha kusursuz yapılamazdı :

Jenerikler 10 - True Blood

Posted by her boku bilen adam | Posted in , , , , | Posted on 20:44

7


Çok sevilen Jenerikler Serisi ile tekrar karşınızdayım sevgili izleyenler.

Bu sefer söz konusu olan jenerik,yine bir HBO dizisi olan "True Blood"a ait.Öncelikle dizi hakkında bir kaç kelam edeyim.

True Blood son yıllarda tekrar hortlayan vampir temasını merkezine alan bir dizi.Özellikle Buffy ve Angel gibi yeniyetmeler için hazırlanmış olan dizilerle iyice ayağa düşen bu vampir temasını da o düştüğü yerden alıp tekrar bir yerlere getiren bir dizi bana göre.Bunda da en büyük pay da tabi ki bir dahi olan "Alan Ball"a ait.

"American Beauty" gibi bir filmi ve bana göre dünyanın gelmiş geçmiş en iyi dizisi olan "Six Feet Under"ı yaratan adam Alan Ball, dizinin daha ilk bölümün ilk dakikalarından itibaren seyirciye, bunun daha önce izledikleri ve ayağa düşen vampir temalı öykülerden çok daha farklı bir hikaye olduğunu seyirciye hissettiriyor. Öyle ki ; dizinin ilk saniyelerinde gördüğümüz ve "züppe" diye tabir edebileceğimiz bir çiftin ve vampirleri alay konusu yapan bir yöre sakinin gerçek bir vampirden aldıkları ayar ile "bizim olayımız farklı" mesajı veriliyor.

Dizi ara sıra seks öğeleriyle doldurulmuş bir vampir hikayesine bürünse de, Amerikan halkının muhafazakar kanadına yaptığı göndermelerle ayrımcılık,ırkçılık ve dini temaları da alt metin olarak içinde barındırıyor.

Bu farklar ve tema ise özellikle jeneriğe çok güzel aktarılmış.Zaten insanı diziyi izlemeye iten en önemli etkenlerden biri ise bu harika jenerik.




Dizideki en olumsuz ve çekilmez şey ise Anna Paquin'in oynadığı Sookie karakteri. Anna Paquin ,ki kendisi 10 Seda Sayan antipatikliği gücündedir, Sookie karakteri ile adeta seyirciyi(en azından beni) çıldırtan mimikleri,saçmasapan şeylere burnunu sokması,iğrenç gülüşü ve çocuksu yapmacık hareketleri ile seyircide vampir olma isteği uyandırıyor.Ki vampir olsam kendisini dişlerimle değil çatalla öldürürüm.

Benim favori karakterlerim ise eşcinsel Lafayette ve vampir Eric. Özellikle Eric karakteri olduğu her sahnede diğer oyuncuları ve karakterleri gölgede bırakıyor.Adeta vampir etkisi yapıyor üzerinizde.

Dizinin,hikayenin geçtiği bölgenin de müzik kültürünü oluşturan country tarzı müzikleri ise özenle seçilmiş.Country tarzını sevmeyen ben bile dizinin soundtrack albümüne takılmış durumdayım son zamanlarda.

Özellikle jenerikte yer alan Jace Everett'in "Bad Things" şarkısı gerçekten çok iyi bir şarkı ve jeneriğe de gerçekten cuk oturmuş diyebilirim.

Bu vesile ile de bu şarkıyı da "Haftanın Şarkısı" yapıp o işi de aradan çıkarıyorum.

*Dizi ile ilgili yazılmış bir kaç yazı ve detay için de DiziGünlükleri'ni ziyaret edebilirsiniz.
*Şarkı için badcat ' e teşekkürler.

Jenerikler 6 - La Finestra di Fronte

Posted by her boku bilen adam | Posted in , | Posted on 20:58

7


Sevgili Davide,

Gittiğinden beri Martina hep seni soruyor.Sana hala Simone diyor.Ama en kısa zamanda hikayeni ona anlatacağım.Dün işte ilk kez bir pasta yapmamı istediler benden.Bil bakalım hangisini yaptım.Şef aşçı yorum yapmadı.Ama Pazar günü listesine onu da dahil etti.Sanırım bu iyiye alamet.Filippo vardiyasını değiştirmeyi başardı.Piyangodan para kazanmayı başarmış gibi coşkuluydu.Şu an için ondan daha fazlasını isteyemeyeceğimi anladım.

Biliyor musun,Lorenzo'yu düşündüğüm zaman yüzünü unutmaktan sesini hatırlayamamaktan korkuyorum artık.Ne yapıyordur şu an kim bilir ? Kime gülümsüyordur?
Bir sözüne ,bir bakışına bir hareketine hala ihtiyacım var Davide... Ama sonra birden hareketlerini hareketlerimde hissediyorum.Kelimelerimde seni buluyorum.Gidenler sende hep kendilerinden bir şeyler bırakıyor.


Hafızanın sırrı bu mu ?
Eğer buysa,kendimi daha güvende hissedeceğim...

Çünkü asla yalnız olmayacağımı biliyorum...




*Üzerine başka bir şey eklemek istemedim..

Jenerikler 5 - The 4400

Posted by her boku bilen adam | Posted in , | Posted on 18:42

3

Şu diziyle ilgili bildiğim tek şey Francis Ford Coppola'nın yapımcısı olduğu ve farklı zamanlarda kaybolan 4400 insanın aniden ortaya çıktığıdır.Sadece 1 bölümünü izlemiştim,hoşuma da gitmişti dizinin konusu ve anlatımı ama sonraları yitip gitti bir şekilde.Daha sonra internetten dizi indirip izleme diye bir kavram çıktı ortaya ama bir türlü şu diziyi bulup da izlemek aklıma gelmedi.


Diziden aklımda kalan en önemli iki şeyse Mahershalalhashbaz Ali isminde bir insan evladını kadrosunda barındırdığı ve harika jeneriği idi. Mahershalalhashbaz Ali 'yi en son Benjamin Button'ın üvey babası rolünde izlemiştik.Benjamin'in üvey annesi rolündeki Taraji P. Henson yardımcı kadın oyuncu dalında Oscar adaylığı alırken,ondan çok daha iyi bir performans sergileyen Mahershalalhashbaz Ali belki de ödülü sunacak oyuncu adını söyleyemez diye adaylık alamadı
Neyse efendim buyrun izleyin güzel jeneriği.



*şarkının adı A Place in Time

Jenerikler 3 - Carnivàle

Posted by her boku bilen adam | Posted in , | Posted on 23:45

7



Yine bir dizi var sırada.Televizyona sanatı sokan kanal HBO'nun bir başka harikası Carnivale.
Yoksulluğun,açlığın,hastalıkların ve kum fırtınaların kol gezdiği,Amerika'nın adeta can çekiştiği Buhran Dönemi'nde,şehir şehir gezen bir karnavalın mistik hikayesini anlatıyordu Carnivale.
Ortamdaki en normal kişinin cüce Samson olduğu,sakallı bir kadını,tarot kartlarıyla geçmiş ive geleceği gören bir kızı,gerçek hayatta da yapışık olan siyam ikizlerini,mistik güçlere sahip bir kanun kaçağını,Tanrıyla konuşan ve çeşitli mucizeler yaratan bir rahibi ve daha binbir çeşit ucubeyi kadrosunda barındıran dizi bir de Buhran Dönemi'nin o tozlu,bitik atmosferinde geçince insan izlerken yanında bir şişe su bulundurup gözüne toz kaçmış gibi yüzünü yıkama ihtiyacı hissediyordu.

Dizinin 1 buçuk dakikalık harika jeneriği ise bu kısa sürede Buhran Dönemi'nin getirdiği açlık,işsizlik,kuraklık,ve ırkçılığı dizinin kalıbını da oluşturan mistisizm teması ile başarıyla anlatıyordu.




ve eğer David Lynch günümüzde bir dizi çekmek isteseydi,bu kesinlikle Carnivale olurdu.

Jenerikler 1 - Six Feet Under

Posted by her boku bilen adam | Posted in , | Posted on 18:01

12


Sadece Jeneriği ile değil içeriği ile de bana göre dünyanın gelmiş geçmiş en mükemmel dizisidir.Bakın en "mükemmelerinden biridir" demiyorum,1 numaradır.İstisnası kesinlikle yok.

Six Feet Under'ı izlemeye başladıktan sonra Lost'un ne sonunu ne başını merak etmeyi bıraktım,Prison Break'i heyecanla beklediğim için resmen kendimden utandım.

Alan Ball'ın harika zihninden çıkan "Six Feet Under" benim zihnimde OZ'u tahttan indirmekle kalmamış aynı zamanda çıtayı öyle bir yere yükseltmiştir ki artık gerçekten de kolay kolay dizi izleyemez oldum.

Bazı öyküler,filmler,kitaplar vardır ya hani,büyük üstatlar bile "üzerine bir şey anlatamam,okuyun,izleyin,dinleyin" diyebilirler sadece.İşte Six Feet Under da öyle bir dizidir.Blogu açtığımdan beri üzerine bir yazı yazmaya çalışıp bir türlü beceremediğim bir başyapıt.
Ölüm ancak bu kadar güzel anlatılabilirdi..
Ve böyle bir diziye de böyle bir jenerik yakışırdı.

Jenerik

Posted by her boku bilen adam | Posted in , , | Posted on 17:42

7

Bazıları için filmin bitişindeki gereksiz yazılardır jenerik.Daha bitişini bile izlemeden kalkıp terkederler sinemayı.Oldum olası filme ve filmde emeği geçenlere saygısızlık olarak gelmiştir bana,bu hareket.Filmin kapanış jeneriğini sonuna kadar beklerim o yüzden.Çoğu zaman "ayağını çek de geçelim film bitti daha ne bekliyon lavuk" dercesine bakışlara maruz kalsam da inadına kalırım en sona.Bazen de küçük sürprizlerle karşılaşırım ve bunu yönetmenin,sinemada filmin sonuna kadar bekleyenlere bir ödül olarak verdiğini düşünürüm.Çocukça biliyorum ama öyle işte.



Bazı zamanlar filmin jeneriği,filmin tamamının da önüne geçer benim için.Aklında filmden ne kaldı sorusuna "valla jenerik süperdi" dediğim de olmuştur.Mesela "Catch Me If You Can" filmin tamamından çok açılış jeneriği ile aklımda yer eden bir filmdir.

Son yıllarda ise artık dizi dünyasında da jenerikler ön plana çıktı benim için.Artık bazı dizileri sırf jenerikleri için izler oldum diyebilirim.

Bu blogda da böyle bir bölüm açmak istiyorum.Ara ara sevdiğim dizi ya da film jeneriklerini paylaşacağım.Belki benim gibi jenerik delileri vardır..