Edep Yahu!
Posted by Her Boku Bilen Adam | Posted in gündem , politik | Posted on 16:47
Tarihin en büyük yolsuzluk ve rüşvet skandalının ortaya çıkarılmasının üzerinden tamı tamına 1 hafta geçti.
Dünyanın herhangi bir ülkesinde adı geçen mevki sahipleri, masum bile olsalar, en azından soruşturmanın daha sağlıklı yürümesi bakımından 1 gün içinde görevlerini bırakacakken, AK Parti hükümetinde ise istifa etmek, bakanları görevden almayı bir kenara bırakın;
Hemen tüm soruşturmayı yürüten polisler görevden alındı,
Yetmedi Gezi zamanı "Destan yazdılar" denilen, uğruna pankartlar asıp gurur duyduklarını ilan ettikleri tüm Emniyet Müdürleri'ni azlettiler,
Hemen yandaş 2 savcı soruşturmaya atandı,
Yayın yapan, haber veren tüm gazeteler, gazeteciler, destek vermeyen herkes hain ilan edildi,
Daha gözaltına alındıkları gün "suçlu, darbeci, hain, çapulcu, ayyaş, şikeci" ilan edilen onlarca insanda işlemeyen "Masumiyet Karinesi"nin eksikliğinden dem vurulmaya başlandı,
Yalakalara "Bu iş İsrail'in, Faiz Lobisi'nin, dış güçlerin işi" diye kofti analizler yaptırıldı,
Başbakan'ın Başdanışmanı gibi bir ünvana sahip, kamuoyunda "Jöleli" olarak bilinen zat-ı muhterem televizyona çıkıp "Yolsuzluk varsa kul ile Allah arasındadır" dedi,
Evinde 4,5 Milyon $ bulunan HalkBank Genel Müdürü "O paralar ile İmam Hatip Lisesi yaptıracaktık" savunması ile milleti iyice gerizekalı yerine koydu,
Bir Bakan'ın oğlunun evinin neredeyse tamamı içi para dolu kasalarla dolmuşken "Para sayma makinesini polis yanında getirmiş" diye savunma yapıldı,
Şike davasında, Ergenekon'da, Balyoz'da telefon görüşmeleri, kayıtları çarşaf çarşaf yayınlanırken gıkı çıkmayan hükümet; rüşvet dolu, yolsuzluk dolu kayıtlar ortaya çıkınca "Özel hayata böyle müdahele edilebilir mi, özel konuşmalar böyle yayınlanabilir mi?" diye isyan etti,
Tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılınca asgari ücretin 800 TL olduğu ülkede üzerindeki 5000 TL'lik montla utanmadan "Biz imanlı insanlarız" diye açıklama yapan Bakan oğlu omuzlara alındı,
Oğlu tutuklanan İçişleri Bakanı tüm emniyeti baştan aşağı değiştirdikten, hukukun tüm kanallarına sirayet edildikten tam 5 gün sonra ilk açıklamasını yaparak "Oğluma güveniyorum, öyle şeyler yapmaz" dedi,
Her seferinde sonsuz saygı duyulan, Türkçe Olimpiyatları'nda en ön safta yer aldıkları, bugünkü iktidarları için minnet duydukları Fethullah Gülen'i nankör, hain, kalleş ilan ettiler,
"Dokunan Yanar" diyen Nedim Şener ve Ahmet Şık için kılları kıpırdamayanlar, cemaat ile papaz olunca birden bu iki isimle röportaj yapmaya, yazılarını paylaşmaya başladı,
İnsanlar sabahın köründe evlerinden, iş yerlerinden aldırılırken "Yargıya müdahele edemeyiz" derken, aynısı evlatlarına, yandaşlarına olunca "Çağırsalar gelirler, o saatte insan mı alınır" diye açıklama yaptılar,
...ve daha üzerinden 1 hafta bile geçmemişken, oğlu yargılanmak üzere serbest bırakılan Bakan Bayraktar,
Ali Ağaoğlu ile "Sen bildiğin gibi yap, biz hallederiz" diye kanunsuz yapılaşmaya izin veren Bakan Bayraktar,
Kendisinden tedavisi için yardım isteyen kanser hastası bir genç kıza kameraların önünde utanmadan sadaka veren Bakan Bayraktar,
Trabzon'da kendisini karşılamaya gelen AK Gençlik'in avuçlarına yine alenen sadaka sıkıştırdı. O gençlik de 50 TL için birbirini ezdi, yalvardı.
Hah ne diyordum... İstifa diyordum. Evet istifa.
Bırakın istifayı, bırakın gururu, bırakın adaleti, bırakın etiği, kanunu, hukuku,
Yine mağdur oldular,
Yine dış güçlerin oyunu dediler,
Yine Geziciler'in işi ilan ettiler.
Hep kızardım "AKP'ye oy veren salaktır, yok göbeğini kaşıyandır, yok şöyledir, böyledir" diye kendini elit konumlayan ulusalcı, Kemalist kesime. Hep bu kibir yüzünden AKP'ye mahkum olduğumuzu söylerdim.
Ama yok. İnanın gözümüzün önünde bunlar olurken hala bu adamları sırtında taşıyan,
Kendisi ay sonunu zor getirirken 6 aylık maaşını üzerinde mont diye taşıyan adamlarla gurur duyan,
Kanserli kıza bile sadaka verirken, 50 TL için üç takla atan,
30 korumayla gezip de hala "Biz halkımızın sevgilisiyiz" diyen, hatta Kabe'yi bile korumalarıyla tavaf eden bu adamları inandıkları dinin peygamberiyle, halifesiyle eş görmeye başlayan bu insanlara az bile demişler.
Size son olarak kendi sözünüzle seslenmek istiyorum : EDEP YAHU!
yahu herşey tamamda 30 korumayla geziyorsun diyerek eleştirmeyi nasıl bir mantıkla bağdaştırıyorusun onu bir türlü çözemedim.dünyanın bütün liderleri tuvalete bile gitse korumalarıyla gider.çünkü bu bir önlemdir.bunu halk seni sevmiyor bu yüzden halktan korkup korumayala geziyorsun diyerek algılamaksa çok saçma bir yaklaşım bence.sonuçta domestik değil uluslararası tehditler sebebiyle de her devlet adamı,başbakan veyahut cumhurbaşkanı çevresinde bir dolu korumayla gezer.hayır amacım burada yazıya bok atmak değil bilakis sonuna kadar katıldığım düşünceleri dile getirmişssin lakin koruma sayısından eleştirmek çok yersiz argümanlarla bezendiği için belirtmek istedim
Tüm yazıyı kenara bırakıp bu noktaya değinmek tüm konuyu çarpıtmaktır kardeşim. Az koruma çok koruma işi kişinin bakışına göre de değişebilir. Oturup bunları tartışmayalım. Ufak şeyler bunlar.
@osman yanlış biliyosun paşam sen :) elalemin lideri pazar günü parkta bisiklet sürüyor :)
Güzel kardeşim adam Kabe'yi korumalarıyla tavaf ediyor diyorum sen gelmiş ne diyorsun.
Osman Beyciğim, pek eğlendirdiniz beni!
"Paranoyak" kelimesi bilimsel bir kelime.
Sabahları iş yerine bir şoförü bile olmadan giden Avrupa ülkesi yürütme organı şefleri (hatırlatmak babında)de çok duyurulan, resmi hareketlerinde koruma bulunduruyor ama arka planda, 1-2 tane profesyonelden ibaret oluyor bunlar. Sonra ciddi ciddi Richmond'da çimlere yayıldığında görüyorsun adamı sokakta yürürken :)
Şimdi bakalım; konumun gerektirdiği korumaları istihdam etmek midir yoksa paranoyaklığın dik alası mıdır onlarca (ve bazı "şeytan yuvalarına" giderken binlerce) polis ve koruma içerisinde bulunmak?
Zaten yazarın da diğer arkadaşların da değindiği BARİZ meseleye değinmeyeceğim - bağcının ağzını burnunu kırmışsınız en nihayetinde, geçmiş artık.
Korumalar asıl görevlerini yerine getirseler hadi ona da tamam diyelim ama başbakanın korumaları kraldan daha çok kral polis karakollarında gösterilerde göz altına alınan göstericilere, polis kötü muamele yapmıyor diye seni öldürürüm diye tehdit ediyor.
http://www.youtube.com/watch?v=Xc-1zITzhkc (sözüm ona koruma)
"Hep kızardım "AKP'ye oy veren salaktır, yok göbeğini kaşıyandır, yok şöyledir, böyledir" diye kendini elit konumlayan ulusalcı, Kemalist kesime. Hep bu kibir yüzünden AKP'ye mahkum olduğumuzu söylerdim."
Bu cümle tek kelime ile on numara. Kibir oldugu gibi de sadece lafta kaliyor hersey. Ancak konusmasini biliyoruz ama asla eyleme geçemiyoruz. AKP eyleme geçtigi için tü kaka demek kolay ama biz ne yapiyoruz? Sadece yerimizde sayiyoruz. Bu saatten sonra artik susup eyleme geçmek daha mantikli olurdu... bu kibirle komik duruma düsmeye basladik.
Sen devlet dairelerindeki cemaat kadrolaşmalarını onların kendileri gibi olamayanlara ne şerefsizlikler yaptıklarını bilseydin, cemaat hükümet kavgasında cemmatin başını ezsin diye akp ye bir dönem daha oy verme mecburiyetinde kaldıklarını da bilirdin.
Merhabalar;
Blogunuzu yeni keşfettim ve hemen takibe aldım.
Bazı konularda yazmak cesaret ister :)
Bu yüzden 4015. takipçiniz benim.
Bana da beklerim.. :)
Sevgilerimle
Beyaz Sır
http://whiteglaze.blogspot.com