Şehir

Posted by her boku bilen adam | Posted in , | Posted on 22:48

Yeni bir şehre taşınmak sadece eşyalarını alıp başka bir yerde yaşamaya başlamak değil.

Zaten o "şehir" dediğimiz de aslında şehir değil ki.

Orası doğduğun, konuşmayı öğrendiğin, balkondan düşüp kafanı toprağına çarpıp oluk oluk kanını döktüğün, kendinle gurur duyduğunda başını havaya kaldırıp gökyüzüne baktığın, aşık olduğunda üzerinde sevdiğinle el ele gezdiğin, aşık olduğun kadın seni acıttığında gecenin yarısı 2 buçuk saatlik yolu kendinle konuşarak yürüdüğün, dostlarına sarılıp ağladığın, dostlarının sana sarılıp ağladığı, takımın şampiyon olduğunda sokaklarında deli gibi koşturduğun, takımın şampiyonluğu son dakikada kaybettiğinde sokaklarına ayak basmak istemediğin, hayat seni bunalttığında sanki suçlu oymuş gibi davranıp "gidiyorum bu şehirden dediğin"...

...kısaca sensin o şehir.

O yüzden değil midir ki "Burda yaşanır mı lan ne biçim yer burası" dediğin yerde bu saydıklarımı yaşayanlar özlüyorlar şehirlerini ve gidemiyorlar bir yere. 

Zaten insan kendisinden ne kadar uzağa gidebilir ki?

Gidemez evet..

Gidemez ama artık kendisi de yetmez insana bazen.

Şarkıda diyor ya hani "Geçtiğimiz yolları arıyor gözüm yine, sanırım şehir uzakta kalıyor" işte o hesap kendinsindir aslında uzaklaştığın.

Kendi şehrinde, kendinde iken, kendinden sıkılırsın artık; şehirden değil.

Yeni bir kendin lazımdır sana. Ama o şehri de arkanda bırakmadan yanına alıp gidersin gideceğin zaman.

Ben şehrimi alıp gittim şimdi.

Şimdi yeni bir şehirde, eski şehrimi aldatmadan, bizzat eski şehrimle beraber yeni kendimi kuracağım.

Sevdiklerimin vedalarında beni "kalan" yapan, sevdiklerim öldüğünde beni "kalakalan" yapan şehrimi bırakamadım ben, getirdim yanımda. Şimdi ikimiz uyum sağlamaya çalışacağız bu yeni şehre, bu yeni kendimize.

Sağlayamazsak da çeker gideriz kürkçü dükkanımıza.

Panik yapmayalım şimdilik.

Sakin..

Coldplay - Don't Panic



Bones, sinking like stones,
All that we fought for,
And homes, places we've grown,
All of us are done for.

And we live in a beautiful world,
Yeah we do, yeah we do,
We live in a beautiful world,

Bones, sinking like stones,
All that we fought for,
And homes, places we've grown,
All of us are done for.

And we live in a beautiful world,
Yeah we do, yeah we do,
We live in a beautiful world.

And we live in a beautiful world,
Yeah we do, yeah we do,
We live in a beautiful world.

Oh, all that I know,
There's nothing here to run from,
Cause, yeah, everybody here's got somebody to lean on.

Comments (15)

Ne yaparsan güzel yaparsın sen. hem bu şehirde yalnız değilsin. Kolay gele.

Bu hafta o kadar çok sıkıldm bu şehirden dedikten sonra yazını okumam bir nevi dürtme herhalde.. uyan, kendine gel gibi...

İnsan kendinden kaçar aslında şehirden giderken... Ya da yeni başlangıçlara ihtiyaç duyar benim bu 2011de yapmayı istediğim gibi. Çünkü artık dolmuşuzdur, insanlar üstümüze üstümüze gelir... Gerçi benim bir de yüksek lisans nedenim var şehir değiştirmek için. :)

İzmir'e geldin demek daha doğrusu gittin demek.Senin için zor oldu anlaşılan ama yeni şehir yeni hayat.Valla ben 3 vakte hiç arkama bile bakmadan kaçacağım bu şehirden,gideceğim sevgi ülkesine,hayallerimin başkentine.Burası hiç mesut etmedi beni,bahtiyar da.Bazen gitmek gerekiyor hacı hatta kaçmak...

sena arhaviden toprak verelim :D sakin sessiz

http://hippilazman.blogspot.com/2010/12/hippi-yollarda-muhtesem-arhavi-yesil-ve.html :D :D bi de köylü kızı buluruz sana ohh keyif sende olur :D

herşeyin öncesi yenilik herzamn yeni güzellikler getirir.
yenilikleri selamla sakinliğinle,onlarda gülümseyecektir tıpkı seni karşılayan şehir gibi :)

"Sevdiklerimin vedalarında beni "kalan" yapan, sevdiklerim öldüğünde beni "kalakalan" yapan şehrimi bırakamadım ben, getirdim yanımda."

Uzun zamandır okuduğum en güzel cümle bu. Bu yazı da en güzel...

Şehir dediğin, dolmuşlarının nereye gittiğini ezbere bildiğin yerdir arkadaş. Eğer ben, dolmuşlarının nereye gittiği ezbere bilinen yersem, ne mutlu bana.
[Otobüsler de kalabilir] ♥

Yaşadığım ve arkamda bıraktığım şehri yanımda taşımayı hiç düşünmedim.
Roma artık öyle sıkmaya başlamıştı ki beni,ruhumun o koca şehirde, melekler köprüsünde kanatlanıp uçtuğunu düşünmeye başlamıştım.
Şimdi,yeni bir şehirde, huzurla,hiç panik yapmadan ama eski şehrimi de aldatmadan hayatımı doyasıya yaşıyorum.

fotoğraf ve şarkı, beraber, harikalar...

O zaman benim şehrime hoş geldin. Kitap için sabırsızlanıyorum. Bu taşınmanın kitabınla bir ilgisi olmalı sanki...

Bu şehir arkandan gelecektir. Sen yine aynı sokakta dolaşacaksın.

Nesi güzel biliyor musun; her ne kadar nefret etsek de o şehirden, yuvamız yapmayı becerebiliyoruz. Zor oluyor belki ama yapıyoruz. Eşyalarımızı yerleştiriyoruz içine,sevdamızı büyütüyoruz içinde.Her gidişimde beni arkada bıraksam da yeni benler yaratabilmek de sevindirici:)

sağol.

bu arada benim de nedense aklıma ezginin günlüğünün şehir şarkısı geldi yazıyı okurken :S

Yazıma da ucundan ilham kaynağı oldun.Sana ve okunası yazına bi kez daha teşekkürler :)