Diken

Posted by her boku bilen adam | Posted in , | Posted on 03:08

Gencecik yaşında tüm hayatını, geleceğini koyuyorsun ortaya. Sırf daha özgür bir ülkede yaşamak, adaletli bir düzenin peşinden gitmek için. Uğruna mücadele ettiğin, kelleni koyduğun halkın bile sahip çıkamıyor sana ve daha 25 yaşında o ipe götürülüyorsun.  Son sözün "Yaşasın halkların kardeşliği" oluyor.

Son söz.

Bu dünyada ağzından çıkan son cümle hala bu olabiliyor hem de her sözü kavga, savaş, kan olanların el üstünde tutulduğu yerde.. Hala barış, kardeşlik diye gidiyorsun bu diyardan.


Her sabah ufacık çocukların varlığını kendisine armağan ettiren bu topraklar kabul etmiyor senin kardeşlik, barış çağrını. "Sizden üç bizden üç" diyor ne şapkasını ne koltuğunu yıllarca bırakmayacak olan Baba'lar.

Senin davanı kaban giyip kuru slogan atmak sanıyor kolpa dava adamları.

Uğruna hayatını verdiğin halkın, işkencecileri el üstünde tutuyor yıllarca.

"Hesap soracağız" diyip de pişkin pişkin "Biz mi koyduk bu kanunları" diyenleri "Halk Adamı" ilan ediyorlar.

"Tamam kardeşiz ama.." diyenlerin "ama"ları bitmiyor hiç bir zaman.

Giden gidiyor.

İnsan ne zaman ölüyor?

Gülünün solduğu akşam.

O gül hep mi solgundu ki biz böyle olduk?

O gül sadece diken miydi ki bunca yıl hiç bi şey değişmedi?

O gül aslında hiç yok muydu ki acaba artık her gün en az 3'er gencin ölmesi bile bize hala bir şey ifade etmiyor?

Ama aslında...

Ama'lar bitmiyor.
Gül ise hiç olmadı.
O zamanlar umut vardı.
Şimdi o da kalmadı.

Comments (5)

http://fizy.com/#s/1ai7jd

"Ama'lar bitmiyor.
Gül ise hiç olmadı.
O zamanlar umut vardı.
Şimdi o da kalmadı.."
--- Umut her zaman vardır ve olmalıdırda dostum..

idam çok kötü bişey işte. bir de üstüne özgürlüğü göz göre göre elinden alınan bir ülke vardı o zamanlar.. ellerin kolların bağlı. çırpındıkça kırıyorlar bacağını kolunu. bağırdıkça tükürüyorlar pisliklerini içine. zaten ölmüş oluyorsun. Özgürlük büyük şey. Her şeyi yapamayabiliriz bu koymaz bize ama her şeyi yaptırmadılar mı yediremeyiz kendimize. O zaman ki olaylar yüzünden kızların okumasının çok da adet olmadığı bir dönemde kızını okutan dedem her gün bir yerlerde bomba patladığı için okuldan alıyor annemi. dayım yolda sağcımı solcu mu belli olmayan grupların attığı dayaklarla dönüyor eve okuldan. Alınıyor okuldan sonra. teyzem anlatıyor karanlık olunca pencereye battaniye asardık kapatırdık iyice çünkü ışık yanan eve girip vuruyorlardı. bakkala giriyorsun tanımadığın biri gelip bakkalı gözünün önünde vurup gidiyor.önüne birileri çıkıyor solcumusun sağcımısın diye soruyor. ve ne desen umurlarında değil. ne diyeceğini de bilmiyorsun çünkü onların neci olduğu belli değil. orta dersen kırıyorlar kolunu bacağını. iki tarafın elinde aynı silahlar.

Ne zaman konusu açılsa sanki sevdiklerimizden birinin ölümü hatırlanır gibi susuyorlar ve önlerine bakıyorlar ebeveynlerim. Gerçekten ne oldu da böyle birbirinize girdiniz diye her sorduğumda sadece kuru bir "bilmiyoruz" geliyor cevap olarak. O savaş halen devam ediyor, korkunç cehaletimizle, gözümüzü kör eden hırsımızla ve kıskançlığımızla devam ediyor. Grupların adları değişti belki , olayların konu başlığı değişti ve alenen de yapılsa uygun bir sebep-sonuç ilişkisi kurulup kabul görmemiz için sunuluyor bize.. Değişen hiç mi birşey olmaz,yok işte!

Ölüm toplasada çiçekleri,
Çiçekte tohum bitermi?