"Mutsuzluk"suzluk

Posted by her boku bilen adam | Posted in , | Posted on 01:48

Aslında yazmayacaktım. Yaşamak yetiyordu bir de yazmakla deşmeye gerek yoktu. Ama işte olmuyor öyle. İstediğin kadar gül, gez, etrafta kahkahalar atarak dolaş, insanlar sana "ya ne kafa adam bu" desin ama geliyor bi noktada yakalıyor seni.

Cumartesi gecesi sabaha karşı, nasıl bir zaman dilimiyse işte, biriktirdiğim Behzat Ç. bölümlerini izleyeyim derken son bölüme, son sahneye öyle bir zamanda öyle bir halde yakalandım ki...

Evet evet hala sonu üç noktayla bitecek cümleler kurabilecek kadar yakalandım.

"Yapamam ben.."

Niye?

Korkaksın. Kendi duygularından korkuyorsun. Onları hayatın gerçeği, dünyanın şartları dediğin saçmasalak şeylerle süslüyorsun.

"En büyük felaketler senin başına gelmiş değil mi?"

Ne felaketi ki bunlar? Neyin felaketi ki? Ne acısından ne azabından bahsediyorsun sen? Dünya senin etrafında dönüyor, başka kimse yok. Kendi yarattığın hücrendesin ve kimseyi görmek istemiyorsun, seni çıkaran, nefes aldırana ise "gücüm yok" diyorsun.

Gücün yok hee gücün yok. Hücrende çürümeye gücün var çünkü.

"Mutsuz oluruz ben biliyorum"

E tamam işte mutsuz olalım. Mutsuz oluruz ne güzel.

Herkes mutlu biz mutsuz olalım.

Herkes sahte kahkahalarla birbirine on dakkada bir "Seni seviyorum" diyor; biz sarılıp ağlayarak sadece bakalım gözlerimizin içine.

Herkes rahat rahat yaşıyor, arabasıyla geziyor, tatile gidiyor, ankastre mutfağında yemekler pişiriyor; e biz Teka Ankastre'nin sunduğu Masterchef'i izleyip evde oturalım saatlerce amaçsızca.

Mutsuz olalım. Ne güzel işte.

Yok ama gücümüz yok değil mi?

Ben mutluluk istemiyordum ki hiç. Mutsuz olalım istiyordum beraber.

Şimdi o da gitti.

Mutsuzluğumu da götürdün.

Şimdi garip bi şeyin içinde dönüp dolanıyorum.

Ne yapayım ki şimdi.

Masterchef başladı. Onu izleyeyim..

* Behzat Ç.'yi izlememiş olanlar aşağıdaki videoyu izlemesin. Sonuçta "Haftanın Şarkısı" yazısı bu, sağ taraftan şarkıyı dinleyip kapatsınlar. Ama yine de siz bilirsiniz tabi.

Comments (14)

"Sevdiğiniz ve sizi seven kişi asla ve asla aynı kişi değildir." demiş. Öyle.

alakası yok.

Şuraya her geldiğimde yorum yazmayacağım diyorum. Geçen yazıda susabilmiştim. Özellikle birkaç paragraf beni epey yorum yapmaya itmiş olsa da, susabilmiştim. He, niye kasıyorum bu kadar? Her şeye yorum yaparsam sanki yazdıklarım anlamsızlaşırmış gibi geliyor. Ya da öyle bir yazı oluyor ki "anladım" yazsan sırıtacak, her şey eğreti olur artık. Susarsın. Ama o da tatmin etmiyor işte, sevdiysen yazıyı ve anladığına inandıysan bunu da hissettirmelisin gibi bir şey. Bu yorumdan bir yazı çıkacak gibi işte. Bu da aklıma şu an gelen bir yorum yapmama sebebi olabilirmiş.

On gün ya oldu ya olmadı. Ne yaşıyorsun bilemiyorum ama ben de o ara içinde bulunduğum durumu yazsam böyle bir şey olurdu muhtemelen. Sanki gidince çok mutlu olmuşuz gibi, doyasıya yaşıyoruz gibi, bir "mutluluk" kelimesi atılıverir öne. Sanki yaşayacakmışız gibi, aklımda hep bir şiirden cümle: "Ölüm gibi bir şey oldu ama kimse ölmedi."

Eee ne diyorduk bunun üzerine...

"Mutluluk" demiştiniz, yaşıyorum, evet, o halde mutlu olmalıyım!

Bugün sabahtan akşama kadar yataktan çıkmak istemeyişimin nedenini ben içimde bastırmaya çalışıyordum. Bazen de sigara içiyordum. Bu yazı iyi geldi diyemem belki ama cuk saplantı okuduğum yere.

Hatta bu da yakışırmış buraya. "Gelecegim, bekle dedi, gitti.
Ben beklemedim, o da gelmedi."

Sigara da sağlığa zararlı diyorlar, bakalım.

bu sahne bana okadar çok şey hatırlamıştı ki anlatamam.

hatta aynı zamanda birine daha hatırlatmıştı

daşak geçsende güzel bir sahne

Mirkelam söylüyor.

Mutlu olmak istiyorum diyor.

kimi dinlesem ,konuşsam mutlu olmak istiyor.

Bunun için çaba göstermiyorlar ama.

Sadece istiyorlar.

Ben de kelebek olmak istiyorum ama bak olamıyorum.

Kelebek olmam için çok uğraşmam gerek.

Metamorfoz geçirmeliyim.

Yumurta, Larva, Pupa ve Ergin..

Başkalaşım süreci bu.

Biliyorsun işte.

Şimdi tek tek anlatırsam,

Daha çok kelebek olmak isteyeceğim.

Ama işte dedim ya,

İstemekle olmuyor.

En iyisi ben şimdi kelebek olmayayım.

Uğraş dur,

Sonra bir günde öl..

Değer mi dersin.?
Sen de boşver işte mutlu olupta ne olacak.

mutlulukla mutsuzluk arasindaki ince cizgideyim bende. Arada kalmislik hissi cok daha kötu. Bi bakiyorsun mutlu gibisin, bi bakiyorsun dibe vurmussun. Aslinda sadece kendini kandirmissin..

Sevdiğin insanla herşeye varsın mutsuzluğa bilee ama düşünüyorumda bu kadar fedakar bir sevgi var mı ki ?? Nice ilişkiler bitiyor gunumuzde mutsuzluk adına, kimse seviyorum olsun katlanayım demiyor.. Dese bile bir müddet sonra o büyü kayboluyor.. Bozuk bir plak gibi başa sarıyor.. Eee ne anlaşıldı bu ilişkiden ?

iki haftadır etkisinde olduğum son sahne. ben sevdiğim adamla mutsuz olacağımı biliyordum ama yanında olmayı çok istemiştim. bi de onu düşünüp çok kereler ağladığım şarkıyla birlikte mutsuz olalım dediler çok canım yandı.

Mutsuz olmayı dileyecek kadar aşk salağı olmadım şükür.
Bu dünyaya aşık oluyum, sonra da mutsuz oluyum diye mi geldim?
AŞK kusura bakmasın; yaşadığım her an mutlu olacağım, gülümseyeceğim.
AŞK;başka kalplerde, isteyenleri mutsuz etsin, ama beni değil.

o kadar çoksunuz ki(ya da bana çok denk geldi diye düzelteyim) cidden bu ıssız adam sahnelerini hissiz bir şekilde izleyebiliyorum artık. olmuyorsa hiçbir kadına yanaşmayın. evine gidip şarap içmeyin. fingirdemeyin. haa bunları yapmayıp ne yapacağınızı da siz düşünün artık.

herşey bir gün biter...ve başlar...

Bir şeyi söylemekle---yapmak arasında kocaman bir uçurum var.Ben yapmaya karar veripte yapamayınca anladım.Ama erkekler için bir çok konuda daha güçlü kararlar alıp uygulayabiliyorlar,gerçtekten bazen çok imrendirici bi varlık oluyorsunuz.

Adam sen iyisin ya. Ben senin yazdıklarını her okuduğumda olduğum yerden uçup gidecek miyim hep? Olmuyor böyle. Bulunduğum zamandan, mekandan soyutluyorsun beni. Çok fazla iyisin sen.