Çok güzel topraklarda doğduk biz. Çok şey görmüş, çok şey yaşamış, çok büyük insanları üzerinde yaşatmış, sonra içine almış topraklarda.
Çok da güzel çocuklarımız vardı bizim. Şanslı çocuklardı çünkü böyle topraklarda doğmuşlardı bi kere.
Sapan tutuşturduk önce ellerine o çocukların, kuşları öldürdüler. "Aferin oğlum" dedik. Yetmedi ama.. Yetmeyince oyuncak diye tabancalar aldık onlara. Numaradan vurdular birbirlerini "dışın dışınnn" diye bağırıp.
Sonra okullara yolladık onları. Öğrenmeleri lazımdı her bi şeyi. Ama en çok nerde yaşadıklarını öğrenmeleri lazımdı.
Dedim ya çok değerliydi bizim topraklarımız. Büyük adamlar, büyük analar, büyük insanlar yatıyordu içlerinde. "Şehit kanlarıyla kurtardık bu vatanı" dedik hep. Evet öyleydi de zaten. Ne insanlar uğruna canlarını vermişlerdi vatan uğruna.
Çocuklarımıza da bunu öğrettik hep.
"Bakın ne askerlerimiz öldü, ne savaşlar verdik biz" dedik.
Aslında o kadar çok şeye bakarak sevilirdi ki buralar.. Ama biz en çok kanlara bakıp sevmelerini istedik.
Asker gibi sıraya dizdik onları daha bacak kadar veletlerken.
"Rap rap rap" diye yürüttük daha boyları bile bir adım etmezken.
"Atatürk büyük askerdi" dedik; önce "Çok büyük insandı" diyebilecekken.
Büyüdüler çocuklar boyları uzadı. Boyları uzadıkça vatan sevgileri de arttı. Ama hep vatan diyince önce savaşları, önce şehitleri, önce tabancayı düşünür oldular.
Şarkılarımız da vardı oysa bizim, şiirlerimiz de.
Ama marşlar kaldı akıllarında.
"Düşmanımız çok" dedik çocuklarımıza hep. "Yunan'la savaştık, Ermeni'yle savaştık, Rus'la savaştık, tüm dünyayla savaştık" dedik.
Doğruydu savaşmıştık ama beraber yaşamıştık da hani..
İstanbul'u fethetmiştik ama kiliselere dokunmamıştık hani.
"Rumları yenmiştik ama yıllarca birlikte de yaşadık" diyemedik, demedik.
Şehit kanı vardı bizim bayrağımızda evet ama aşkın da kırmızısı değil miydi o? Gülün rengi de değil miydi?
Tutkunun rengi, sevginin, kalbin rengi de değil miydi?
Bir tek kan mıydı o kırmızı?
Sadece kan mıydı?
O beyaz saflığın, temizliğin, barışın, güvercinin de rengi değil miydi?
Daha da büyüdü çocuklar.
Vatanı daha çok sevmeleri için askere yolladık. Atatürk'ü daha çok sevsinler diye "En büyük komutan Atatürk" dedirttik.
En büyük komutandı ama en büyük barışçı da değil miydi? Destansı savaşlar kazanıp da "Yurtta sulh cihanda sulh" diyebilen biri değil miydi?
"Vatan sana canım feda" dedirttik sanki bu vatan sadece canımızla beslenmiş gibi.
Bu vatan Mevlana ile Yunus ile de beslenmemiş miydi?
Vatanımızı sevdikçe dünyayı sevemez oluyorduk. Sevgimiz büyüdükçe vatanımıza, dünyaya nefretimiz artıyordu.
Tüm dünya karşıydı bize zaten. Ama en çok içimizde vardı o hainlerden. Ermenisi, Kürdü, Rumu doluydu içimizde.
Kan lazımdı bize daha çok.
Sırtından vurduk kardeşimizi. Gittik herkesin gözü önünde, bağıra bağıra, dünyaya ilan ede ede, sırtından vurduk.
"Bir Ermeni öldü diye yürüdünüz, o kadar şehit için hanginiz yürüdü" diyip bir daha vurduk.
"Bir Ermeni öldü diye hepiniz Ermeni oldunuz" diyip bir daha vurduk.
"Vatan satsa bir kişi anında biter işi" diyip bi daha bi daha vurduk.
Küçücük çocuklara taş attırıp bir daha vurduk.
Çocuklarımızı da vurduk biz.
"Önce Türk, önce Kürt" her ne olacaksak; onun uğruna insan olmaktan vazgeçer olduk.
Sapanlarla kuş vuran çocuklarımıza, tabancalarla güvercin vurdurttuk.
Çocuklarımızı katillere dönüştürürken, katillerimizi çocuk yapmaya çalıştık.
Niye böyle yaptık ki?
Ne güzeldi buralar oysa.. Ayıp olmadı mı şimdi bu topraklara?
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
imzamı attım
Cız etti içim.
Daha da güzel anlatılamazdı bu ayıp.
Çok ayıp oldu bu topraklara, hem de çok ayıp...
Ne güzel insansın sen.
İçimden bir şeyler koptu sanki.
Haklısın...
Bu adapte edilmiş hep, savaş-kan-hırs-acı-şehit bunların karışımında ortaya koskocaman bir nefret çıkmış. Ki insanlık psikolojisindede böyle değil midir zaten? İyilikler unutulur kötülükler içe kazınır. Buda onla orantılı bir şey...
Biz Türkler ki... İsrail'in yaptığı katliamdan sonra Adolf Hitlerin sözünü benimseyeniz (''Her öldürmediğim yahudi için bana küfür edeceksiniz'') Bi' katliama nefret kusarken diğerini yücelteniz. Sırf içimizdeki bencil nefret yüzünden...
Bu kadar çok şey bilme adam... :)
kalemine yüreğine sağlık..insan olmanın bu topraklarda nasıl zorlaştırıldığını yüreklere anlatıyorsun saol..
kardeşliğin coğrafyasında kin ve nefret ile büyütüyoruz çocuklarımızı..kanlarımızın üstüğünlüğünün mücadelesi var haklısın..
sıfatlarından arınıp sadece insan olmayı becerebilen bir insanlık ümidiyle..tekrar kalemine ve yüreğine sağlık..
Ayıp oldu olmasına da bu ayıpları sade biz değil tüm dünya birlikte yaptık. Biz burada çocuklarımıza Yunan'ı Ermeni'yi kötülerken, onlar da orada kötüledi, gece uyumayan çocuğuna ''uyumazsan seni Türk'e veririm'' dediler. Aynı şeyi Kürt de yaptı Türk'e, Türk de yaptı Kürt'e. Hep bi öteleme, ötekileştirme. Hep böyle böyle düşmanlık oldu, önce kin sonra kan kusuldu. Zaten buralar eskiden hep dutluktu...
Harika bir analiz. Eline sağlık.
Daha güzel anlatılamazdı.
Klavyene ve o klavyeye basan parmaklarına sağlık:) tüylerim tiken tiken okudum.
atadan dedeye, dededen toruna aktarılan hamasi bir edebiyatın içinde sıkışıp kalmışız. oysa dünya hamasetle dönmüyor yalnız. ve aslında ne gerek var ki? dünya zaten dönüyor, dönecek..
kimse ölerek kahraman olsun istemiyorum ben, kimseye öldürerek yapılan kahramanlığın faydaları anlatılmasın. en büyük kahramanlık insanı sevmekten geçerken ve biz dünyaya sadece insanı sevmek için gelen bireyleri büyütmeyi başarabilmişken; ne gerek var ki?
tebrik ederim.
Yine nefessiz okudum, hüzünlendim, içim sızladı, her satırına saygıyla katıldım. Ellerin dert görmesin, keşke anlaşılabilse yazdıkların, sindirilebilse. Teşekkürler, yazdığın ve paylaştığın için.
Sevgi ve ışıkla kal...
ellerine sağlık.
harika bir yazı olmuş.. herkes tarafından anlaşılabilmesi bir ütopya olsa da. herkes okusa bu yazıyı 'ama' ile başlayan cümlelerle itiraz edeceklerdir. oysa o kadar basit ki, oysa bunların artık 'ama'sı kalmadı...
diyecek bişey bulamıyorum harikasın dostum çok harika olmuş
siyah zemin üzerine gri tonda yazdığın bu yazıyı "kabus gibi" bi gecenin ardından kızarmış gözlerimle okurken sana kızmadım..çünkü her zor şartta okunması gereken çok güzel bi yazıydı.. UYRGZR-.-
her zaman komşunun kıskanılacak fazladan bir tavuğu vardır.herzman birisi biraz daha güzel,birisi biraz daha akıllı,birisi biraz daha güçlüdür.insanların bir arada kardeşçe yaşaması fikri insanın bitmez tükenmez aç gözlülüğüne terstir.birlikde geçirilen zaman sadece birbirine katlanma sürecidir. ne zamanki insan türü dünya üzerinden silinir, işte ogün evrene huzur tekrar gelir...
zaten ağlayacağım tuttu dünden beri. ne yaptın böyle hbba diyesim var. gözlerimi tekrar doldurdun. elikanlı delikanlıların kahramanları yazısıyla tanımıştım seni zaten, bu da onun devamı gibiydi senden en azından twitterda birkaç söz bekliyordum bugünle alakalı sonra bu yazıyı gördüm bugün...duyarlı olduğunu biliyordum hbba, keşke yazına aşina olmasaydım maalesef o lafları ben en yakınlarımdan da duydum. bunları sanal olarak yazarken yapmacıklık gibi durabiliyor ama insan ağlıyorum diyince de gerçekten ağlar. baştan aşağı çok iyi bir yazıydı ellerine fikrine o körelmemiş zihnine sağlık abicim, seni seviyorum.
ben acımı dünden beri kendim yaşıyorum birçok defa bahsedince de ailemden bile tepki alıyorum dün acımı paylaşacak insan çok aradım ben hbba. yürüyüş mü?ona daha çok yaşım var(!). nedenlerinden biri de annemlerin daha büyük olsaydım bile kalabalık bir ortamdan beni sakınmaları korkmaları. ama muhteşem yüzyıl'ı protesto etmek için sokağa çıksaydık can güvenliğimiz %100 bulunurdu değil mi hbba? ama bir insan ölmüşse buna karşı durmak insan olmanın görevini yerine getirmek suçtur değil mi bu .mına koduğumun ülkesinde. siyasi diye anılır değil mi. siyasetten korkulur bu ülkede değil mi hbba. devlet katline nasıl karşı geleceğiz. nasıl engelleyeceğiz.. elimizden ne gelir. onu anmaktan, hatırlamaktan, boğazını düğümlemekten, gançum em ari ari hrant demekten, internette profilini 4 YIL OLDU pankartlarıyla değiştirmekten, anma fotoğraflarına bakmaktan başka ne gelir. kardeşimsin hrant demekten, azınlık olduğunu bilerek mahzun durmaktan başka, veyaa dediğim gibi o kalabalığa katılmak! ama iyi ki belki 70 milyon mu ne boksa o insan yığınının düşünebilen 5,10 hadi umarım öyledir 15 olsun 15 milyonunu temsil etmiştir o gazetelerin dediğine göre 10 binlik kalabalık..onlarla gurur duyuyorum içimi rahat ettiriyorlar biz bir aileyiz sırf faili meçhullerin aileleri akraba değil ben de akrabasıyım hrant'ın, rakel kabul etmezse arkadaşıyım en azından. bunu içimde çok derin duyumsuyorum. hatta ben de bu yaz hrant'la ilgili bir yazı yazmıştım, doğum gününden aklıma gelmişti sanırım..insan içini yazıyla dökebiliyor...güvendiğim 2 kişi de okumuştu yazımı, biri ablam biri bir amcam. büyüyünce çocuklarım olursa öyle yetiştireceğim ki onları acımı paylaşabileceğim onlarla, ki umarım yaşanmaz hiçbir yerde yaşanmasın böyle cinayetlere karşı duyarsız halde olmayacak onlar.
ve milliyetçilik gerçekten tarihe gömülmeyi hakeden bir pislik. çatla beton.(buruk gülümseme) ülke sevmek nedir ya nedir ki ülke sevmek? vatan sevgisi nedir ne bokumadır?
biliyorum yorumlara cevap yazmazsın ama bunu yazmak istedim uzun da tuttum evet.
izmirde de yapılmış bu arada gösteri, içim kıvançla doldu. bu arada ben rakeli çok seviyorum çok çok kahraman olarak simgeleşmeli herkesin gözünde...
teşekkürler ve tabrikler....
bu ülkede plan yapmayın plan diye şarkı yapan orospuçocukları oldukça sen daha çok yazarsın bu yazılardan
bir kere de kendimiz gibi olabilsek toplum olarak ne güzel olurdu değil mi... ama yok, biz her şeyden önce milletiz, illa ki bu ülke için can verdikten sonra değerli oluruz...
melankolik ve nostaljik ülkem benim...
çoğu yazına katılıyorum. pek çok yazının altına bende imzamı atarım ama senin de tabular var hhba. sende bazı konularda objektif olamıyorsun.
"En büyük komutandı ama en büyük barışçı da değil miydi? Destansı savaşlar kazanıp da "Yurtta sulh cihanda sulh" diyebilen biri değil miydi?" bu palavra.
cevap: DEĞİLDİ
bkz: istiklal mahkemeleri, Dersim olayları.
m.kemalin bu ülke için çok emek verdiğini çok ter döktüğünü inkar etmiyorum. nankör değilim ama salak da değilim.
bir yetimin karnını doyurup sonrada onun ırzına geçmeniz sizi suçsuz yapmaz...
sırf vatan millet sakarya muhabbeti yapmak için facebook kullanan bir güruh var, mısırda yaşananların çıkış noktası facebook ve twitter, mısırlı insanlar orada örgütlenip sokakalara döküldü ve hükümeti yerle bir etti.
Şimdi bizim o vatanını canından çok seven güruha desek ki vatan elden gidiyor, bırakın facebookta bol kanlı, şehitli şiir beğenmeyi, apoya edilen küfürleri like'lamayı, çıkalım taksime, kurtaralım vatanımızı... 100 kişi gelmez, bir de buradan bakmak lazım..
"Bir Ermeni öldü diye hepiniz Ermeni oldunuz" diyip bir daha vurduk."
bu cümlenin çoğu noktası benimle örtüşüyo
da
dink'i asla "ermeni" gözüyle görmedim ve hiç kimseye vurmadım..
ama bizim hiç isyan hakkımız yok di mi, hiç "böyle olmaz beyler" deme hakkımız yok..
bi yerde adaletsizlik ya da karanlık güçler varsa, herkes için vardır, bazıları için diil..
dink'e üzülenler, enver arpalı için de üzülmelilerdi, eğer dertleri masumiyet olsaydı.. enver arpalı kimdir, bahse girerim onu bile bilmezler...
bizim derdimiz "bi türkün ermeni kadar kıymeti yok mu" olmadı hiçbi zaman.. tc vatandaşıysa, zaten benim insanımdır. fark yoktur. ama birilerinin dink de dahil her şeyi kendi siyasi çıkarlarına alet etmelerinden bıktık. siz bıkmadınız mı? ya da şöyle soralım:
enver arpalı da bizzat devlet tarafından hem de karanlık olmayan tarafından öldürülmedi mi?
dink insandı da arpalı diil miydi?
ya da her neyse...
muhteşem bir yazı. okurken bile insan nutku tutuluyor..
Bir solukta gözlerim dolu dolu okudum altına imzamı atarım. Mükemmel olmuş..
BÜYÜK BİR İNSAN BEE.. SENİ BİR ARA BİR ARKADAŞ ORTAMI İLE GELİP TANIMAK VE MUHABBET ETMEK İSTERİMM..