Yazmak Lazım
Posted by her boku bilen adam | Posted in haftanın şarkısı , kişisel | Posted on 02:16
Hani bana gelen kalıplaşmış yorumlar var ya; "Eskisi gibi değilsin" gibi değil de "Daha sık yazmalısın" tipinde gelen yorumlardan bahsediyorum. İşte onlar çok yerinde yorumlar aslında.
Hatta bugün biri mesaj atmış Facebooktan; "Bir süredir seni takip ediyorum enteresan bir yazını göremedim henüz" gibisinden bir şey yazmış. Beni takip ettiği süreç sanırım 4-5 aylık bir süreç. Haklı buldum bu eleştiriyi. Ben de son dönemdeki yazılarımı okuyunca "Bu insanlar nesini beğeniyorlar bunun" diyorum. İnanın mütevazilik yapıp da sizlerden "Kendine haksızlık etme, süpersin übersin" tipinde yorum almaya çalışmıyorum.
Bilmiyorum belki de insanın kendi sesini duyması gibi bir şeydir bu. Hani bilmezsin ya sesini, normal gelir sana da sonra bir kaset kaydında duyup "Bu ses benim mi?" dersin. Belki de öyledir. Kendi cümlelerim olduğu için bana pek bir özelliğim yok gibi geliyordur.
 |
| Bu tip yazılara eklenen sanatsal görsel |
Şuraya varmaya çalışıyorum. Mesela şu son 4-5 ayda bir sürü şey yaşadım ben ve bu dönemde bloga yazsaydım çok fazla ben olacaktı. Çok fazla isim geçecekti, çok fazla detay olacaktı. Belki de olmalıydı bilmiyorum. Ama kapanmak istedim biraz içime. Buraya çok dökmek istemedim o tarafı. Bazen de döktüm hafiften biliyorsunuz.
Birileri beğensin diye yazmıyorum evet, ama sıradan olmak da tehlikeli bir durum. Sanırım bunun için bir şeyler yapmam lazım artık. Yoksa "Bu yazıya like verin" değil amaç. Her ne ise o; o "şey"i tekrar yakalamak istiyorum. Bunun için de daha fazla yazmak istiyorum şu dönemde her ne kadar eskisi gibi çok zamanım olmasa da.
O mesaja da verdiğim cevaptaki gibi umarım "Bu adam da kimmiş böyle?" dedirtebilirim size eskisi gibi.
Neyse efendim. Hazır "Çok yazacağım" demenin sıcağıyla Haftanın Şarkısı'nı da es geçmeyeyim. Zira Haftanın Şarkısı benim orda burda saatler geçirip ihmal ettiğim şu ca'nım blogdaki en disiplinli bölümdür herhalde.
Yazının bütününe pek de uymayan pek şen şakrak bir şarkı bu çünkü; dün koydum yan tarafa şarkıyı ve aklımda başka bir şey vardı. Yazısıyla en alakasız Haftanın Şarkısı olmuş olabilir idare edin artık.
Neyse efendim sözü daha da fazla uzatmadan;
2010'un en iyi albümlerinden olan Maximum Balloon'dan : Tiger
Yeri gelmişken ben size bir şey itiraf edeyim mi?Ben bu şarkıyı uzun zamandır dinliyorum ama klibini ilk kez dün izledim valla.
Peki şarkıyı nerden biliyorum?
Bu şarkıyı Eksensiz'de görüp adeta kilitlenmiştim Daisy Lowe'a. Ama bir bakın kilitlenilmez mi buna?
"Yazı bahane, Daisy Lowe şahane" demekten kendimi alamıyorum.
Çıplaklık falan değil olay; başka bir şey var bu hatunda. Valla.
uzunca bir süredir yoktum. kimseyi de okuyamadım, yalan olmasın. ama bir-iki gündür gezindiğim bloglarda garip bir şekilde hep aynı hava var sanki. ya da benim takip ettilerimde mi desem.. uzun ayrılıklar, yazıların arasında giderek daha da uzayan molalar, kendine karşı duyulan hoşnutsuzluk v.s.. 2010 kimseye iyi gelmemiş anlaşılan. ama dediğin gibi yazmak iyidir, iyi gelir.
Haftanın şarkısıyla geçiştiremezsin, yemiyoruz hebebea.
:p
Ayrıca o hatun fena. Çok fena hem de.
yazmak gibisi yok evet. medyanın raiting kaygısı gibi, beğenilecek yazılar yazmaya çalışmadığımız sürece kendimizi tatmin eden yazılar yazabiliyoruz... bence kaldığın yerden devam etmelisin. bende uzun bir süre yazamıyorum bazen. senin tam tersine fazlasıyla kişisel yazılar yazdığım için özel hayatımı ıcık bıcık ortaya döktüğüm için bazen kendimden sıkılıyorum, haftalarca bloguma girmediğim oluyor. sonra içimdeki yazma isteği canavarlaşıyor yeniden. yazma isteğini kaybetme yeter...
Aslında uzun bir süredir bir köşede sessiz sessiz sayfanızı takip ediyorum. Nedendir bilmem "yazamadığınız" bir yazıya denk geldi yorum yazmak.. Ama inanın, yazamadığınızı söylediğiniz yazı bile bir çırpıda okuttu kendini.
Ben blogları bir nevi rahatlama alanı olarak görüyorum. Yazmış olmak adına değil içimizden geldiği gibi yazmalı. Her bir yazı bir öncekinden daha iyi olacak diye de bir kaygı duyulmamalı, kimi yazarların ilk kitapları en iyisi iken son kitaplarının ilk kitaptaki başarıyı yakalayamaması gibi. Yazmak, yazarak geliştirilebilir doğru ancak bloglardaki esas ise içimizden gelmesi bence...
İçinizden gelen yine güzel ve akıcı yazılarınızı okumak dileği ile...
Bu yazıyı daha önce yazmıştın. Yine "ne zamandır da blog'u ihmal ettim" yazısına ayırdığın vakti başka birşey hakkında yazmaya ayırsaydın yine yazmadığın için özür dilemeye de ihtiyacın kalmazdı. Reader'da yeni post görünce tıklayıp geliyorum, okuyorum işte. İstersen ayda yılda bir yaz, blog senin keyif senin, ben nadir güncellenen ama hakkını veren bloglar kategorisine sokup gene gelir okurum ama aynı yazıyı vallahi bir daha okuyamayacağım.
dönüşüne(eğer döndüysen) tek yorum haftanın şarkısı ve alternatif klip üzerinden miaww miaww miaww(çok gay kaçsada:)
ben bu sayfayı nasıl açtım bilmiyorum ama bir vesileyle de bu videoyu izledim lakin :D dediğin gibi çıplaklık falan yok ama galiba erkeğe hitaben bir şey var .. bence bunun adı dişilik?
Bu dediginiz durumu anliyorum galiba.
Insanin yazi yazmasi, bir seyi baska bir seye donusturme durumuna bir ornek. butun sanat dallari gibi, yani ben oyle dusunuyorum.
Ama bazen insan biraz biriktirmek lazim hissine kapiliyor,
yani yasayislari, gozlemleri, fikirleri biriktirmek lazim, sonra baska bir seye donusturmek.
Kimliginizi gizli tutmaniz bu anlamda iyi, cunku, insan, unlu filan olunca, yasam alani, aldigi tepkiler, bakabildigi poencereler, gozlem yapmasina izin verilen alan gayri ihtiyari degisiyor.
biriktirme sekilleri degisiyor, degismek iyi olabilir de, kisitlama olunca pek de iyi degil.
şarkıda bi bok bulamadım,sırf ne çalınsa kıvırırım modudaki hatunda iyi pazarlamış kendisini,hatta victoria secret defilesinin ön provası gibi olmuş.tarzı beğendim.
yazarıda okuyucuları da acayip sevdim bu blogu harika benimde takibe almam lazım örnek alcam bu blogu.