Al Da At Dercesine

Posted by her boku bilen adam | Posted in | Posted on 19:08

2

Lamar Odom'dan Sasha Vujacic'e harika bir pas..



Facebook'da otu boku paylaşanlara inat HBBA..Bizi izlemeye devam edin( Ne alakaysa )
HBB diye de bir kanal vardı bu arada."İyi tivi eyçbibii,eyçbibi iyi tivi" diye de cıngıılı vardı..Neyse..

Bak İlker,Sana İki Çift Lafım Var

Posted by her boku bilen adam | Posted in , | Posted on 17:26

4


Yılların spikeri adamsın.Paran var,pulun var arkanda Aydın Doğan var.Milyonlarca insan izliyor sunduğun maçları,onlarca insan çalışıyor sorumlusu olduğun kanalda.Yakışır mı artık sana hala maç anlatmak,yakışır mı bunca günahsızı,çoluğu çocuğu bu boktan anlatımı dinlemeye mahkum etmek,yakışır mı bu yaşta hala tüm futbolcuların adlarını birbirine karıştırmak…

Ama nasıl yakışmaz…

Sen değil misin sunmadığın maça bile yorumcu olarak bir şekilde dahil olan,aylardır tüm futbolseverlerin beklediği yılın maçı “Manchester-Barcelona” maçını bile “ben anlatacağım” deyip saç baş yolduran..

Anlamıyor musun İlker , tüm maçların içine sıçıyorsun.

Ama ben boşuna konuşuyorum.Spordan,futboldan anlamayan adama bir şeyler anlatmaya çalışıyorum.

HIH!!!

Sen büyük spiker,spor müdürü,yorumcu,futbol duayeni,İlker Bey..Sen mi büyüksün ?

Hayır !!! Ben büyüğüm BEN, Her boku Bilen Adam

Sen benim yanımda bir hiçsin anlıyor musun bir HİÇ.Gözümde pul kadar bile değerin yok.

Ama şunu iyi bil,ne bana ne diğer futbolseverlere hiç bir şey katamayacaksın,dinletemeyeceksin,çıldırtamayacaksın,mağlup edemeyeceksin bizi.

Çünkü biz maçları senin ve yanındaki denyoların içine ettiğin sunumlarıyla değil,Güntekin Onay’ın,Ercan Taner’in,Murat Kosova’nın,Yalçın Çetin’in anlattığı halleriyle seviyoruz.Bizler futbolseveriz,bizler kaliteli futbolseverleriz.

Bunu yıkmaya gücün yeter mi sanıyorsun !!!

Sunma artık maçları !!! Sunma Messi’yi !!! Sunma Henry’i !!! Aptal aptal sorular sorma artık Rıdvan’a !!! Etme artık futbol keyfimizin içine !!!

Eğer bir maç daha sunmaya kalkarsan BEN,ömründe hiç bir üst düzey maçı kaçırmamış olan Ben Her Boku Bilen Adam,hiç düşünmeden değiştiririm kanalı.Anlıyor musun ? Değiştiririm ve dönüp kaç kaç diye bakmam bile…

*İlker'den bir vecize : Hem Penaltı Hem Gol a.k.a. Basket Faul

TRT'ye Mail ve Show'a Mail'den sonra böyle bir şey geleceği belliydi.İlker sağolsun bizi yanıltmadı.İçine etmeyi başardı maçın.

Bu arada Yaşar Usta da seri haline gelmiş oldu.

*Yaşar Usta'nın ilk serzenişi için : Bak Ferat Sana İki Çift Lafım Var

White Milk The Movie

Posted by her boku bilen adam | Posted in | Posted on 18:58

78



Garibim Emrah,bizim gibi ev partilerinde sessiz sinema,kafelerde tabu oynayarak büyümedi ki.Sapık amcası Nuri Alço'nun her an annesinin içkisine ilaç katma tehlikesi içinde Beyaz1 dakika 38 saniyede anca anlatır tabi.


Ayrıca zekasına hayran olmamak elde değil.Kendisi göğsünü göstererek hem Beyaz'ı(gömlekten yola çıkarak) hem de meme yoluyla Süt'ü anlatmaya çabalıyor.Tek hareket..
Ama Hüner Coşkuner ve Selahattin Alpay (takıma bak) ikilisi bu zekayı kavrayamıyor.
Hünercim Babalar ve Oğulları'nı nerden çıkardın allahaşkına.
Bu kadroyu yıllar sonra bir araya getirip Tabu oynatan Rus veya Arap zenginine bir buçuk iskender ısmarlamayı taahhüt ediyorum.

Bu arada BBG'nin açılımının Bir Başka Gece olduğu döneme ait olan Hadi Anlat Bakalım Yarışmasını bile barındıran site : Alkışlarla Yaşıyorum

Hepimiz Lazız

Posted by her boku bilen adam | Posted in , | Posted on 23:42

3

Cem Yılmaz'ın "Nerden bileyim o fıkralardaki adamların gerçek olduğunu.." repliğini hatırlatan bir Laz vakası.



Yaya üst geçitinden arabasıyla geçen ağbimizin açıklaması da bir acayip :

"Belediye başkanımız sağolsun orada bir üst geçit yaptı. Biraz geniş oldu. Biraz da düzgün olduğundan dolayı bir kez geçmek istedim. Hep hayalimdi. Dün akşam arkadaşlarla birlikte bunu gerçekleştirdik. Kolay geçiş oldu. Ama virajlar biraz engel oldu bize. Arabanın sağını solunu biraz çizdik"

Ağbimiz öyle bir açıklama yapmış ki sanki başkanla seçim öncesi iddiaya girmişler.Başkan buna "Seçilirsem düzgün bir köprü yapacağım bakalım arabayla üstünden geçebilecek misin" demiş.

"Kolay geçiş oldu ama virajlar biraz engel oldu bize"...Sanki anasını satayım Formula 1'de yarış sonrası basın toplantısı yapıyor.Devamında "Artık bu yarış geride kaldı,önümüzdeki Monaco Viyadüğü'nden puan almaya çalışacağız..and now i speak my own language"

Aslında yıllardır bu tip olaylar yaşanır ve Lazların ne acayip(!) insanlar olduğundan dem vurulur üstteki replikte olduğu gibi.Ama bence bu sadece Lazlara indirgenecek bir durum değil.Türk toplumu olarak bizim genlerimizde var bu acayiplikler.Yani biz ilkokuldan itibaren acayip aktivitelerin insanlarıyız.Uzun Eşşek oynar,birbirimize pandik atar,balgam,osuruk gibi eylemlerin bulunduğu yarışmalar düzenler,taksiye 7-8 kişi binmekle övünür (8 kişi bindik biz),bunlar gibi türlü türlü ilginçliklere imza atar sonra bunları dilden dile aktarırız.İnternette forward maillerde "Türk Aklı,Türkiye'den Manzaralar vb." başlıklarda dolaşır bu fotoğraf ve videolar.Yabancı bir arkadaşınıza açıklayamayacağınız olaylar yaşarsınız bizim ülkemizde.

Aklıma gelen en yakın örneği anlatmak gerekirse,

Bundan 3 sene önce çok yakın bir dostumun davetlisi olarak Erciyes Üniversitesi'nin Bahar Şenlikleri'ne gitmiştim.Zaten daha ilk dakikadan ineceğim yerin "Ananın Yeri de gösterirler" gibi bir adres tarifiyle başlaması bile başıma geleceklerin habercisiydi.

Asıl olayın geçtiği gün ise şenlikleri düzenleyen Organizasyon Kulübü'nün bir aktivitesinden çıkmış kampüsün içinde 15 kişilik bir kafileyle yürüyorduk.İzmir'den giden ve hayatında gördüğü kar sayısı taneyle sayılı olabilecek olan ben,kaldırımın üzerinde karlara tekme ata ata ilerlerken birden 50-60 metre ilerden üzerime doğru gelmekte olan bir arabayı farkettim ve ilk şoku yaşadım.Zira hemen yan tarafta son derece geniş ve tamamen boş bir yol vardı.Ve kaldırım ile yolu ayırt etmek hiç de zor değildi.Karlarla kaplı kaldırım beyaz ve yoldan yaklaşık 30-40 santim yukarıdayken arabarlar için ayrılmış olan yol ise asfalt renginde ve geçen arabaların tekerlek izleriyle bezenmişti.

Ben şaşkın bir şekilde arkadaşlara dönüp "Araba kaldırımdan üzerimize doğru geliyor" cümlesini kuramadan,15 kişinin üzerine üzerine gelen araba bu kalabalığı yarıp kaldırımdan yoluna devam etti.Arkasından savurdugumuz bağırtıların üzerine 6-7 metre gitmeden duran arabadan çıkan bir kafanın "ne bağırıyorsunuz lan" demesi üzerine ben bir 5 saniye de olsa "ulan acaba biz mi yoldayız" diye düşündüm ama yok biz kaldırımdaydık ve kaldırımdan ilerleyen de arabanın kendisiydi.Kendimizi toparlayıp "kardeşim sen manyak mısın kaldırımdan gidiyorsun bir de artislik yapıyorsun" dedik ama demez olaydık sevgili seyirciler.

Zira adamın cevabı basit ve netti : Yazıyor mu...

Kaldırımın üzerinde KALDIRIM yazmadığını iddia eden ve aslında teknik olarak haklı da olan bu ağbi bir anda öfkeli 15 kişiyi dondurmuş ve yoluna başka maceralarla devam etmişti.

Ordaki arkadaşlarım "Burası Kayseri normal böyle şeyler" demişti bana o zaman.


Diyeceğim şudur ki,Kayseri,Rize,Sivas,İzmir farketmiyor.İşin özü burası Türkiye,biz de böyle insanlarız.Olayın tüm sorumluluğunu Lazlara atmayalım.Yaya üst geçitinden geçen bu ağbiye de sevgiler saygılar sunuyorum burdan.

Anush&Inga - Jan Jan

Posted by her boku bilen adam | Posted in , , , | Posted on 16:53

6


Bu sene Eurovision'da favorim Norveç'ti ama bu kadar farkla kazanması bana da saçma geldi ki Eurovision mevzubahis olunca saçmalık lafına fazla da takılmamak lazım.Gelmiş geçmiş en iyi şarkı olan Lane Moje bile ikinci olmuşken "şu birinci oldu o ikinci oldu ne saçmalık" dememek lazım.

En çok güldüğüm ise "komşular birbirine veriyor" denmesi.Özellikle bizim halkımız bu bahaneye çok sığınıyor.Kimse de sormuyor "ulan komşular birbirine veriyor da bize oy verenler kim" diye.Elin Estonyalısı oyunu komşu Letonyalıya verirken bizim gurbetçiler Belçika,Almanya,Fransa,Hollanda,İngiltere'den oy yağdırıyor her sene.Rimi Rimi Ley bile dereceye giriyor bu sayede.Yani adamlar en azından komşuya verirkene biz kendimize oy veriyoruz.Hangisi daha uygunsuz düşünmek lazım.

Neyse Erovizyon muhabbeti uzar da gider.Zaten daha önce değinmiştim konuya,daha da fazla deşmeyelim.Bu sene en çok dikkatimi çeken şarkıyı paylaşayım ben.

Ermenistan'dan Anush ve Inga kardeşler söylüyor : Jan Jan

UEFA Finali - Show TV'ye Mail

Posted by her boku bilen adam | Posted in , | Posted on 02:48

5

Geçen haftaki Kral Kupası finalinden sonra TRT'ye Mail atmıştım.Hemen alt satırda görebilirsiniz.Ama beterine beteri varmış ki bu akşam öğrendim bunu.Show Tv finalin için sıçarak(başka bir şekilde izah edilemez) bana aşağıdaki maili attırdı bu sefer.

Sevgili Show Tv Yetkilileri,

Öncelikle geçen sene yayın hakkı elinizde olduğu halde yayınlamadığınız UEFA Kupası finalini bu sene canlı yayınlama lütfunda bulunduğunuz için çok ama çok teşekkür ediyorum.Geçen sene canlı izlemek için açtığım kanalınızda Hamdi Bey'in teklifi ile karşılaşmış ve "yokum" deyip uyduda UEFA Finali veren kanal aramıştım.Bu sene sayenizde o dertten kurtuldum sağolun var olun.



Maç için seçtiğiniz yorumcu Bülent Tulun ise seyir zevkimize zevk kattı.Verdiği muhteşem bilgiler,harika yorum gücü ile adeta maçın heyecanını daha da artıran etkenlerden biri oldu.Özellikle 20 dakika boyunca susup ağzından hiç bir kelimenin çıkmadığı dönem yayınınızın en harika kısmıydı diyebilirim.

Dünyada milyonlarca insanın,son kez düzenlenen UEFA Kupası'na kilitlendiği ve tüm futbolseverler için büyük önem taşıyan bu maçın bizim ülkemizde düzenleniyor olması anlaşılan sizin bu kupaya verdiğiniz önemde pek bir değişiklik yapmamış.Sadece geçen sene saat 03.00'deki bant yayın yerine bu sene canlı yayınla izleme şansına eriştik bu son UEFA Finalini.Buna da şükür tabi ki.

Yoksa ne haddimize son kez düzenlenen bu kupadaki maç dışı etkinlikleri,röportajları,analizleri,çeşitli şovları sizden beklemek..Hele ki maçın son düdüğü çalınır çalınmaz reklamlara geçmeniz ve yaklaşık 25 dakika boyunca reklam vermeniz inanın beni ve benim gibi pek çok futbolseveri çok ama çok sevindirdi.Yani o kupayı kazanan oyuncuların saçmasapan coşkularını,kaybedenlerin aptal gözyaşlarını izlemek yerine "beeee-daaaa-vaaaaa yiyooozzz,iiiii-çiii-yossss,a-diiii-osss" şarkısı eşliğinde reklamları bizlere izletmeniz harika bir yayıncılıktı kanımca.


Zaten o saçmalıkları da daha sonra banttan da olsa kısacık vermeniz ve Yemekteyiz Rize'ye hızlı bir geçiş yapmanız son Uefa Finali'ne çok ama çok yakıştı.Zaten son Uefa Finali yerine 35. Yemekteyiz Final'i daha güzel bir seçenekti.Bu arada favorim uzun saçlı çocuk,yemekleri yetiştiremedi ama pilavı güzeldi,horon sürprizi de iyi olmuş,helal olsun.Hemen yemediğim pilav için oy da yolluyorum.

*Bu arada Hasan Ağbiyi de en kısa zamanda tekrar ekranınızda görmek istiyorum.Doğru mudur..Doğrudur..Arz Ederim..


Artık UEFA Kupası tarihe karıştı.Daha doğrusu Avrupa Ligi adı altında oynanacak bundan sonra.Umarım UEFA Kupası sizin için de tarihe karışmıştır.Sizden kendim ve tüm futbolseverler adına ricam önümüzdeki yıllardan itibaren oynanacak olan bu kupaya hiç bulaşmamanız.Onun yerine Doktorlar olur,Aç Mısın Tok Musun olur,Behzat Uygur'un sunacağı herhangi bir yarışma olur..Ama lütfen maç yayınlamayın artık.Vallahi gerek yok.


Zaten nankör bu futbolseverler.Gidip ayda 100 liracık verip Spormax paketi almak yerine bedavadan Uefa Finali izlemeye çalışırlar.Bir de sizi eleştirir şimdi bunlar.Aman kulak asmayın.

Beeeee-daaa-vaaa,şifreee-siiizzz,izliii-yossss,biii dee şikaaaa-yett ediiiiyoss.....adiii-yossss...

Tekrar teşekkürler Show Tv...

Maça gelince de çok fazla şey yazmak istemiyorum.Diego'suz Bremen gerçekten de yerlerde süründü.Şimdi birileri çıkıp mutlaka "Ya şu Shakhtar ile bizim Fenerbahçemizin,Galatasarayımızın arasında ne fark var ? Onlardan neyimiz eksik" diyecek.Bunu diyecek adamlara Shakhtar'ın bu akşam oynadığı futbolla bizim ligimizde oynanan son 5 yıldaki üst düzey maçları karşılaştırmalarını istiyorum.Hala bizim takımlar daha iyi derlerse de kendilerini Yemekteyiz Transilvanya finaline bekliyorum.Doğru mudur..Doğrudur..

Beterböcek..Beterböcek..Bete.....

Posted by her boku bilen adam | Posted in , , | Posted on 22:20

4


Ah be Beterböcek ismini üç defa söyletemedin mi şu herife alıp götüremedin mi yanında.Çok daha farklı bir yerde olurduk şu an ülke olarak..Gerçi sen de haklısın,ben olsam ben de götürmezdim.

Bu arada Beterböcek'in yanında hiç de sırıtmamış Sertaçortaç,Tim Burton'a burdan sesleniyorum..Timcan al bak orjinal tip sana,al kullan her senaryoda her rolde,"Sertaçortaç the Demon Singer of the Fucking Street" diye film çek..Tamam daha önce öyle bir film çektin ama "zaten kaç farklı senaryoyla film çekilebilir ki.."

Banana Boat Song from Beetlejuice diyelim o zaman biz de.Şu sahnedeki dahilik ayrı da Catherine O'Hara'nın performansına ayrıca hayranım.


*Resim Sezyum'dan.

TRT'ye Mail

Posted by her boku bilen adam | Posted in | Posted on 01:16

4


Hiç ümitlenmediğim halde yine de izledim tüm yeminlerimi bozarak kupa finalini;ama hayatımda görmediğim ve muhtemelen ölene kadar da göremeyeceğim Türkiye Kupası'nı yine alamadı bizim takım.Neyse aslında bir bakıma da iyi oldu,belki yönetim bir şeyleri düzeltir(sanmıyorum ama).Şimdi bize düşen alaylara,kupa esprilerine göğüs germek ki alışkınız zaten.

Bari güzel futbol izleyeyim diye TRT'deki Barcelona-Bilbao İspanya Kral Kupası finalini izleyeyim dedim.Futbol adına harika bir maç olmuşken TRT spikeri tarafından adeta maçın için edildi.

Öyle ki artık dayanamayıp TRT'ye mail attım :

Sevgili TRT Spor Yönetimi,

13 Mayıs 2009 akşamı İspanya Kral Kupası'nı yayınlayacağınızı duyduğum an gerçekten çok mutlu olmuştum.Ancak az evvel biten maçı izlerken oynanan muhteşem futbola rağmen maçı anlatan spikeriniz adeta tüm futbol keyfimi yerle bir etti.

Elinizde Yalçın Çetin gibi Türkiye'nin en iyi maç anlatan spikeri dururken seçtiğiniz bu spiker arkadaşın(adını bilmiyorum) yaptığı hataların hangi birini sayayım bilmiyorum.

90 dakika boyunca Barcelona'nın yıldızı Xavi Hernandez'e,Liverpool'da oynayan Xabi Alonso demesini mi;Messi gibi artık tüm futbol dünyası için ilah olan bir futbolcuyla Bojan Krkiç'i karıştırmasını mı,Sırp asıllı İspanyol vatandaşı olan Bojan Krkiç'e "Alman" demesini mi,yoksa Beyaz Rusyalı Alexander Hleb'i de Alman vatandaşı ilan etmesini mi...

Böylesine önemli bir maçı,futbol bilgisinden son derece şüphe ettiğim bu spiker arkadaşa anlattırmanız adeta bu harika geceyi biz futbolseverlere zehir etmiştir.

Maç esnasında televizyona bir göz atan annem bile "Messi değil miydi o" derken koskoca TRT'nin spikeri Messi'yi nasıl ayırt edemez ?

Soruyorum sizlere TRT'de futbol spikeri olmak için gerekli vasıflar nelerdir ?

Eğer Messi'ye Krkiç,Krkiç'e Messi,Xavi'ye Xabi Alonso,Hleb'e Alman demek yeterli ise Annemi spiker,Teyzemi ise yorumcu olarak Ankara'ya yanınıza yolluyorum.En azından annemdir teyzemdir der isimleri karıştırmalarına ses çıkarmam.

"İşin şaka kısmı bir yana" gibi bir cümle ile de bitirmiyorum sözlerimi.Şakası falan yok,gerçekler bunlar.Star TV'nin spikerleri sayesinde her hafta Şampiyonlar Ligi eziyete dönerken TRT bari yapmasa bunları diyorum.

Bu maili de kaale alıp almamak,cevaplayıp cevaplamamak sizlere kalmış,ki devletin hiç bir kurumundan beklemediğim gibi sizden de vatandaşa kulak vermenizi beklemiyorum.

Saygılar (artık ne kadar bıraktıysanız)


Buna cevap yazarlar mı bilmiyorum artık ama hakikaten ben böyle kötü spiker görmedim.Bir an kendimi "Acaba İlker Yasin,Sabri Ugan,Ertem Şener gibi adamlara haksızlık mı yapıyoruz acaba" diye düşünürken buldum.

Bu arada Barcelona'nın futbolu,Bilbao'nun da taraftarı mükemmeldi.Bizimkiler daha üçüncü golü yiyince stadı terkederken,Basklılar ezildikleri maçın başından sonuna kadar takımlarını desteklediler.Hem de öyle "beraber yürüdük biz bu yollarda.." gibi abidik gubidik tezahuratlarla değil,adam gibi desteklediler.

Bilbao taraftarını izlerken uzun yıllar önce izlediğim bir reklamı hatırladım..

Athletic Bilbao'nun ürünlerini satan(bizim Fenerium gibi) Athletic Club markasının forma reklamı :

Sevdik Sevdalandık,Yoda’yla Kaçırıldık

Posted by her boku bilen adam | Posted on 00:47

6


Sabahleyin kanallar arasında gezerken Star’da ikiye bölünmüş ekranın bir tarafında Petek Dinçöz diğer tarafında Yoda ve Darth Vader’ın arda arda görüntülerini izlerken buldum kendimi.

Dimağım durdu,beynim kilitlendi.Bir tarafta Petek diğer tarafta Yoda…Derken Reyhan Karaca girdi kadraja onun yanından da Darth Vader..Altyazı olarak da :

Uzaylılar var mı ?“

Ünlü sanatçı Reyhan Karaca uzaylılar tarafından kaçırıldığını iddia ediyor

Öncelikle Petek Dinçöz ve ekibini kutluyorum.Sabah sabah beni Dark Side’a doğru itmeyi başardılar.Şimdiye kadar binlerce UFO,Uzaylılar tarafından kaçırılma,Marslılar tarafından taciz edilme,Saylonlular tarafından fordlanma haberi görmüştüm ama hiçbirinin fonunda Yoda ve Darth Vader’a rastlamamıştım.Hakikaten büyük zeka örneği.

Sanki Darth Vader kaçırdı Reyhan Karaca’yı.Darth Vader birini kaçırsa bu Reyhan Karaca mı olur ayrıca ?

Ardından da Yoda’nın ışın kılıcıyla şovu..Reyhan kaçırılmış Yoda da kurtarmaya gelmiş sanki…

Hele hele Petek’le Darth Vader’ı aynı karede gördüğüm sahne sanırım uzun yıllar aklımdan silinmeyecek.Artık Star Wars dünyasına hangi gözle bakacağımı bilemiyorum.

Artık Seda Sayan’ı Palpatine’e “ben senin yüzünü tedavi ettireceğim anacım” derken,

Derya Baykal’la Obi-Wan Kenobi’yi ışın kılıcına kılıf örerken,

Chewbacca’Yemekteyiz yarışmacıları tarafından yemeğinde kıl çıktı diye eleştirilirken hayal edeceğim.

Uzun lafın kısası kadın programında Star Wars görüntüsü kullanmayın,efsanelere dokunmayın.

Reyting senin olsun,Güç’ü Jedi’lara bırak Petekcim.


Uzun Uzun

zaman önce;uzak,

çok uzak bir galakside

Galaktik Senatoda huzursuzluk

başlamıştı.Yasak bir aşk yaşayan Jedi

Şövalyesi Can Skywalker ile Prenses Petek Amidala

gizli aşklarını Beyazbacca’nın sayesinde tamamına erdirmiş

ama Senatodaki çatlak sesler Cumhuriyeti tehlikeye atmaktaydı.

Karanlık Taraf'ın lideri Darth Vader ise,Reyhan Karaca ve Yoda'yı kaçırmıştı...

Onlarda / Bizde

Posted by her boku bilen adam | Posted in , | Posted on 19:17

0

Bobiler.örg'den Mardin'deki düğün baskınıyla ilgili harika bir "Onlarda/Bizde" montajı.

*Bundan sonra haftada bir sevdiğim montajları burda paylaşacağım.

Bizim Memlekette Boka Bok Denir

Posted by her boku bilen adam | Posted in | Posted on 21:03

9

Efendim bundan bir kaç ay evvel bir kaç blogda rastladığım ve neyin nesiymiş diye üye olduğum Bloxoo adlı sitede ilginç bir olaya rastladım.

Format olarak Türkiye’deki Blogların tanıtıldığı,kategorilere ayrıldığı,oylandığı sitede bir de “Günün Blogu” seçiliyor.Açıkçası siteye üye olayım,burdan popülerlik kazanayım,hatta Günün Blogu seçileyim gibi bir düşünce ile üye olmamıştım ben bu siteye.Hatta üye olduktan sonra neredeyse hiç girmedim de diyebilirim.

Ama bundan bir ay önce blogum sitede Günün Blogu seçilmiş.Ben de bunu az sonra bahsedeceğim olay sırasında öğrendim.

Her Boku Bilen Adam olarak haberim bile yokken Günün Blogu seçilmekle kalmamış sitede büyük bir tartışmanın da merkezinde yer almışım da haberim yokmuş.

HBBA’nın Günün Blogu olması Wintage adlı Bloxoo kullanıcısını adeta çıldırtmış.Nedenine gelince de,aynen kopyalıyorum :

Tüm gece elimdeki projelerle uğraşıp dururken yorulduğumu farkedip projelere ara verdim. Son bir kez turlayayım dedim siteleri, bloxo ya geldim bir değişiklik var mı diye ama ana sayfaya gelir gelmez bir yazı gözüme ilişti. Kesin yanılıyorumdur dedim, saat sabahın 8'i olmuş ve ben hala uyumadım ve bu yüzden yanlış görüyorumdur dedim.

Sonra dikkatli bakınca malesef yanlış görmediğimi anladım. Her ne kadar her yerde Türkiyen 'in tek blog toplulugu gibi lanse edilen bir site olan bloxo en azından bari ciddi bir iş yapsın.

Ben soruyorum size; Bu ülkenin en büyük blog topluluğu olan sitede günün blogu "her boku bilen adam" olabilir mi allah aşkına! Ya aklıma geldikçe gülme krizine giriyorum sinirden.

"her boku bilen adam" adlı bloga bir lafım yok, her isteyen kendisinin istediği yerden istediği tarz ve uslubta yayım yapabiilir. Benim kızgınlığım bloxoo ve editörünedir.O yüzden blog sahibinin burada bana abuk subuk cevap yazmasını istemem doğrusu.

Bu şekilde genele yayım yapan bir sitenin bu gibi seçimlerde daha ciddi ve duyarlı olması gerekir. Eğer haksızsam editör arkadaşın bir açıklama yapması gerekir. Haksız mıyım? Peki siz ne düşünüyorsunuz arkadaşlar ?

Not: Bu arada tekrar belirtmek istiyorum altını çizerek: Benim kızdığım nokta bu iğrenç kelimenin ortalıkta dolaşmasıdır. Blog yazarına ve bloguna yorum yapmıyorum. Keşke blogun adı başka birşey olsaydı da ben de olumlu eleştiri yapsaydım. Yani bu blogun adı başka bir şey olsaydı ve yine günün blogu olsaydı benim açımdan 10 numara olurdu.

Wintage adlı kullanıcının bu siteminden sonra adeta ortalık birbirine girmiş.Tartışmaları bu linkten okuyabilirsiniz.

Efendim bu blogu oluştururken en uzun evre isim bulma aşaması olmuştu.Anlatacak,söyleyecek her konuda her alanda çok lafım vardı.Ve bu kadar şey bilen,ya da bildiğini iddia eden ya da en sağlıklı ifade ile her konuda fikri olan ama kendi söküğünü dikemeyen terzi olarak hem kendimle dalga geçme maksatlı hem de bir o kadar iddialı bu ismi uygun görmüştüm.Beni tanıyan,bilen pek çok insanın da "hakikaten ha tam senlik isim" onayını almıştım.

Blogu oluşturduktan sonra da çok kısa bir süre içinde çoğunu tanımadıgım insanlardan genelde olumlu yorumlar almıştım.Hatta öyle ki beni tanıyan bilen insanlardan çok tanımadığım insanlar üye oldular,yorum yaptılar,yeri geldiğinde karşı görüş sundular yazdıklarıma.Bu konuda “tanımadğım o kadar insan okuyor bir siz okumuyorsunuz” diye sitem ettiğimi de bilirim yakın çevreme.Tüm bu yorumların,olumlu olumsuz görüşlerin arasında şimdiye kadar aldığım en garip tepkiydi Wintage’ın sitemi.

Her Boku Bilen Adam lafından bu derece rahatsız olan arkadaşa aklıselim üyeler gayet yerinde cevaplar vermişler sitede ama gerçeken de çok takıldım bu konuya ve ben de bir şeyler söylemeden geçemeyeceğim.

Şimdiye kadar bu blogda yazdığım tüm yazıları gözden geçirdim tekrar.Acaba bu arkadaş sadece isme değil içeriğe de mi takıldı diyerekten.Çok mu seviyesiz bir iş yapıyorum acaba diyerekten..Objektif miyim yeterince bilmiyorum ama yazdıklarımda bu derece rahatsızlık yaratacak bir seviyesizliğe rastlamadım.Belki şu an Acitasyon yapıyorum ya da “Hayır HBBA biz seni çok seviyoruz böyle devam et” gibisinden pışpışlamalar bekliyor gibi gözükebilirim ordan ama inanın samimiyim bu konuda.

Yazdıklarımı okuyunca gördüm ki bazı yerlerde bariz imla hataları var(mutlaka bu yazıda da olacaktır),bazı cümleler oldukça kötü seçilmiş;ama her BOKU yazarken Boktan bir dil kullanmadığımı da farkettim.Çevremdekilere kestiğim ahkamları burda samimi bir şekilde anlattığımı gördüm o hatalarda da.

Bloxoo’yu yönetenlerden,sitenin ne kadar popüler ne kadar güvenilir olduğunundan da bihaberim.Ama orada Günün Blogu seçilmemden rahatsız olan insanlar olduğuna göre büyük bir organizasyon olduğunu varsayıyorum.Wintage’ın sonraki yorumlarından genç bir Türkçe öğretmeni olduğunu gördüm.Kendisi Türkçe’nin yılmaz bir savunucusu olduğunu (Wintage takma adıyla),dilin yozlaşmaması için böyle tepkilerin normal olduğu gibisinden açıklamalar yapmış.

Şimdi bu arkadaşa bir kaç sorum olacak :

1)Bok hangi dilde bir kelimedir ?

2)Kendisi Boka ne demektedir ?

3)Bok kelimesi Türkçe’yi bozarken,Wintage kelimesi ne BOKa yaramaktadır ?

4)Bok kelimesinden bile bu kadar tiksinip tepki verirken,Türkiye gibi iki laftan birinin küfür olduğu,ufacık çocukların bile “a..ına koyayım” gibi bir öbekle cümle kurduğu bir ülkede nasıl yaşamaktadır?

5)Youtube’un kapatıldığı,Kemal Sunal’ın masumane “Eşoleşşek” lafı sansürlenirken "İsmail YK’nın “Allah Belanı Versin”ine ses çıkarılmadığı günümüzde “Bok” lafından bu derece rahatsız olan Wintage nasıl bir dünya hayal etmektedir ?

6)Bu blogtaki herhangi bir yazımı,incelememi,yorumumu okumuş mudur ?

Şimdi bu arkadaş muhtemelen "işte seviyesizce cevaplar" gibisinden bir yorumda da bulunabilir ki beklerim kendisinden.Ama inanın amacım küfürü,seviyesizliği savunmak falan değil ki şu durumda ortada bir küfür yok.Ve inanın ki beni tanıyanlar da onaylayacaktır,günlük hayatta ağzımdan küfür çıktğı görülmemiştir.

Ama bir bok lafına takılırsak Youtube’un kapatılmasına,televizyonda artık her lafın biplenip,her karenin buğulanmasına,insanların görünüşleri ile değerlendirilmesine nasıl tepki koyarız ?

İkiyüzlü olmayın lütfen artık..

Bu arada sitedeki yorumlarda biri de bahsetmiş,ben de başlığa taşıdım Can Yücel’in bir hikayesini.Aslında hikayeden çok başından geçen bir olaydır.Bilmeyenler için aktarayım.

Bir şiirinde geçen “Göt” lafı yüzünden mahkemelik olan Can Yücel hakim karşısına çıkarılır.Kendisine neden bu lafı kullandığı sorulunca Can Baba şu fıkrayı anlatır :

Bir gün köyün birinde bir çocuk hastalanır.Doktor çağırırlar. Doktor çocuğu muayene eder ve ilaç yazar.İlaçlardan birinin anüsten alınacağını söyler ve gider. İlaç saati geldiğinde çocuğun anne babası anüs aramaya başlar.Konu komşuya sorarlar "anüs neresi" diye ancak kimse bilmiyordur.Doktora telefon açarlar.Anüsün neresi olduğunu sorarlar.Doktor da kibarca "makatdan alacak ilacı" der.Baba bozuntuya vermeden “peki” deyip kapatır telefonu.Tekrar sorarlar etraftaki herkese ama nafile.Baba çaresiz tekrar açar telefonu doktora ve makatın neresi olduğunu sorar.

Çocuğun yanına dönen Baba’ya annesi sorar “ne dedi Doktor?

Baba : Çok sinirlendi,götüne sokun dedi..

Can Yücel bu hikayeyi anlatıp hakime “İşte böyle Hakim Bey,bizim memlekette göte GÖT denir” der ve cezadan kurtulur.

Diyeceğim şudur ki : Bizim memlekette de Boka Bok denir.

Aldığım Günün Blogu ödülünü de boka Bok,Göte Göt diyen tüm insanlığa armağan ediyorum.

Baby Muammer

Posted by her boku bilen adam | Posted on 19:29

7


Haber sitelerinde gezerken yukarıdaki fotoğrafa denk geldim.Sakarya’da bir çocuk boyunsuz doğmuş.Size komik gelmeyebilir ama aklıma hemen Süper Vali Muammer Güler geldi.

Fiziksel bir durumla alay eder gibi(gibi?) oluyor ama;komik yani ne yapayım.

İdol Olmak

Posted by her boku bilen adam | Posted in , | Posted on 01:33

14

Sol tarafta Lionel Messi;Real Madrid'e attığı golün ardından üzerinde "Sindrome X Fragil" yazan tişörtünü gösteriyor tribünlere.Sindrome X Fragil genetik bir çocuk hastalığı ve dünyada azımsanmayacak sayıda çocuk bu hastalıktan muzdarip.

Sağda ise Türkiye'nin Messi'di Arda Turan.Son bir kaç ay içinde karışmadığı olay kalmayan Arda'yı üzerinde Tabanca resmi olan tişörtle görüyoruz.

"Ne var canım,her haraketinden bir şey çıkarmak zorunda mıyız,rahat bırakın çocuğu" diyemeyceğimiz bir fotoğraf bu.

Çocukların idol olarak gördüğü iki kişi ve iki resim.Aradaki fark "Masumane" sayılamayacak kadar fazla.Sadece bu resimden yola çıkarak söylemiyorum bunu.Arda'nın ve onun gıyabında tüm Türk futbolcularının duruşları,hareketleri malumunuz.Ama yukarıdaki resim tüm o saha içindeki pisliklerden daha acı bence.

14 yaşındaki çocukların "Düğün Baskınlarına" katıldığı bir ülkede,çocukların idol olarak gördüğü insanların daha dikkatli olması gerekmiyor mu yoksa.

Yoksa ben yine zırvalıyor,abartıyor muyum.Fenerli olduğum için mi Arda'ya sataşıyorum...Ne var tabanca resimli bir tişört giymişse çocukcağız(!)..Kıskanıyorum apaçık belli canım.

Ya da bizim idollerimiz,idol olmanın ne anlama geldiğini mi bilmiyor ?

Hangisi gerçek ki acep ?