Geçtiğimiz hafta A.R.O.G'u izleyenlerin arasına ben de katıldım.Gerek sözlükteki "yarısında çıktım" geyiklerinden gerek "Rrrrrr!!!" filminden arak oldugu zırvalıklarından tamamen arınmış ve önyargısız izledim filmi.G.O.R.A filmini de yine tamamen beklentisiz ve önyargısız izleyen biri olarak söyleyebilirim ki ben tatmin oldum filmden.Tatmin olmaktan kastım,bu film bir "seyret,yanındakini dürte dürte gül,bir hafta üzerine geyik yap" filmi.Ve film bana bunu fazlasıyla yaptırdı.Ve bunu yaparken de ben sadece buna sıgınayım demeyip bunu dahi kaliteli yapma çabası içinde olduğunu yaptığı göndermeler ve hoş detaylarla bize sundu.
Önümüze sunulan bir sinema filmi.Ve bu bir komedi filmi.Ve hepsinden öte bu bir Cem Yılmaz filmi.Cem Yılmaz bana göre harikalar yarattığı iki filmi Her Şey Çok Güzel Olacak ve Hokkabaz filmleri dışında mesaj kaygısız güldürmeyi seven bir adam.O iki filmde mesaj kaygısı var diye söylemiyorum bunu.HŞÇGO ve Hokkabaz bana göre genel Cmylmz çizgisinin dışında hikaye kurgusu oturaklı,tutarlı ilerleyen sağlam bir öyküye sahip filmler.Yani bir nevi komedyen Cem Yılmaz'ın değil Sinemacı Cem Yılmaz'ın filmleri.
G.O.R.A ve A.R.O.G ise daha çok Cem Yılmaz'ın stand-up gösterilerinde izledigimiz türden espriye dayalı hatta tamamen bir espriden yola çıkılarak üretilmiş iki film.Yani "Komedyen Cem Yılmaz" Filmleri.İzleyenler bilir G.O.R.A filmi Cem Yılmaz'ın patlama yaptıgı ilk gösterisi "Bir Tat Bir Doku" da "Türkler Uzayda" başlıgı altında anlattıgı esprilerden yola çıkılarak yapılmış bir filmdir..Ve yine yakından takip edenler hatırlar "Millenium" gösterisinde de "İlkel Adam" başlıgı altında esprilerin oldugu bi kaç hikaye anlatır. İşte A.R.O.G'un çıkış noktası da orasıdır.
Yani özetle bu iki film aslında esprilerin bir araya getirilip bir hikaye oluşturulmasıyla meydana gelen iki filmdir.İki filmde de ardarda skeç tadında esprilerin olması bazen seyirciyi yorsa kopukluk duygusu yaşatsa da bu aslında seyircide varolan herşeye,her ana güleyim kaygısından dogmaktadır.Bunun ana sebebi de yine Cem Yılmaz'ın gösterilerindeki mükemmel performansından ileri gelir.Zira kendisinin gösterilerinde 3 saat boyunca gülmediginiz bir saniye bile geçmez.Ama bunu bir sinema filminde yapmaya çalışmak Cem Yılmaz'ın bilinçsiz seyirciyi muhattab alıp kendisine harakiri yapmasına neden oluyor.Hokkabaz filminden çıkıp "hiç de komik değil gülmedik" diyen G.O.R.A'dan çıkıp "çok küfürlü amına koyum" diyen insanların varlıgı da bu yüzden.Aslında tam anlamıyla bir komedi filmi olmayan hatta başarılı bir dram-komedi bile diyebilecegimiz Hokkabaz'da bile seyirci Cem Yılmaz'dan kahkaha bekliyor.
Tüm bunlardan sıyrılıp A.R.O.G'u izlemek pek de mümkün değil aslında.Filmi izlerken Cem Yılmaz'ın bir yandan kendi istediği filmi yapmaya çabalarken diğer yandan bu bilinçsiz seyirci uğruna tavizler verdiğini farkediyorsunuz.Çünkü G.O.R.A' da bize yansıtılan Arif karakteri kendini sansürleyerek oynuyor bu filmde.G.O.R.A'daki halı-kilim ve her nevi turistik eşya Arif'in çizdiği uyanık,serseri esnaf karakteri burda istemeden de olsa yontulmuş ve seyirciye "siz böyle istiyorsunuz" diyerek sitem edilmiş.Hatta somut örnekleri de mevcut filmde bu sitemin.
Arif'e Tarif
Filmin başlarında Arif'in ağzından çıkmakta olan ve aslında o sahneye çok yakışacak olan küfürlere Logar'ın "Aman çocuklar etkileniyor" demesi ve bir kez de Ozan Güven'in canlandırdığı Taşo karakterinin Arif'i (daha da abartıp seyircileri göstererek) uyarması,Cem Yılmaz'ın koskoca filmi aslında içinden geldiği gibi çekemediğini çok açıkca gösteriyor.
Arif'i Arif yapan tepkiler yontulunca film de G.O.RA ile bir kopukluk hissi yaratıyor seyirciye.İddia ediyorum ki eğer bu film G.O.R.A'dan önce çekilseydi beğenmedik diyen insanların yarısından fazlası ayakta alkışlardı bu filmi.Arif karakteri G.O.R.A filminde "Turist Ömer Uzayda" daki Sadri Alışık'ın bugüne uyarlanmış haliydi adeta.Serseri aylak Ömer yerine,kurnaz çakal esnaf Arif karakteri gidiyordu uzaya.Hatta filmin içinde Ceku'nun izledigi filmin Sadri Alışık filmi olmasıyla bunu kabul de ediyordu kendi içinde.Arif'in Turist Ömer'den tek farkı ise o dönemin şartları içinde yeterince özgür olamayan Ömer'in konuşamadıgı kadar rahat olması ve karakteri daha rahat oturtmasıydı.Ağzından çıkan lafların çoğunun "pis laflar olması" da aslında o karakterin ne kadar gerçek oldugunu yansıtıyordu.Turistleri kazıklayan pis bir adam nasıl konuşuyorsa Arif de öyle konuşuyordu.
İşte bu açıdan bakınca A.RO.G'u G.O.R.A'dan bağımsız olarak eleştirmekte fayda görüyorum.Zira biz bilinçsiz seyircilerin öldürdüğü yeni Arif'in filmi bu.
O yeni Arif bir şekilde ilk çağa gidiyor ve sansürlenmiş bir Türk ilk çağda neler yaparsa onları yapıyor.Cem Yılmaz rolünü oynarken yukarıda bahsettiğim sınırları koysa da yine de gayet başarılı.Ayrıca Türk filmlerindeli anlayışsız baba rolünün parodisini yaptıgı Kaaya rolüyle iyi bir aktör oldugunu kanıtlıyor..Ozan Güven ilk filmin yıldızı 216'dan sonra Taşo'yu da gayet başarılı oynuyor.
Şafak Sezer'in yoklugunda kötü adamın yancısı rolünü Kaarga rolünde benim çok sevdigim Zafer Algöz gayet güzel kotarıyor.Özkan Uğur'un oynadığı Dimi karakterine pek ısınamadım açıkcası,öte yandan Hasan Kaçan Cuhara rolü ile renk katmış filme.Nil Karaibrahimgil içinse aslında pek fazla şey söylemeye gerek yok.Gerçekten çok başarısız.Yani adeta bir ortaokul piyesinde öğretmenin gözde öğrencisi oldugu için rolü kapan gıcık kız çocugu performansı var.
Bence Nil sadece reklam filmlerinde oynasa oyunculuk kariyeri açısından daha iyi olur.Filmde futbol maçı sahnesinin biraz uzun tutuldugu eleştirisine ben de katılıyorum.Keşke 10da değil de 5de bitse dedigim oldu açıkcası.Filmin en çok güldüren sahnesinin Viagra sahnesi olması ise bence yine Cem Yılmaz'ın kurnazlıklarından.Bana göre bir nevi küfürden bel altından rahatsız olan seyirciye ince bir mesaj olarak tasarlanmış.
Dinozorlar da yıllar önce izleyip agzımızın açık kaldıgı Jurassic Park dinozorlarından farksızdı.Sırf 3 dakikalık teaser için bile binlerce dolar harcayan Cem Yılmaz'ın seyircisine saygısını gösteriyordu bence bu.
Kısaca A.R.O.G;eleştirmek,bir sanat eseri aramak için izleyen biri için hayli sıkıcı bir film.Gidin,beklentiye girmeyin,kafanızı boşaltmak için bir iki saat ayırın.Gülün,eğlenin,yanınızdaki arkadışınızı dürtün,özetle düşünmeyin çok fazla.Ama eğlence,kafa boşaltma anlayışınız eline dijital bir kamera alıp Aydemir Akbaş'ın bile alt seviyesinde esprilerle gişe rekorları kıran "Recep İvedik" seviyesindeyse hiç bulaşmayın derim.O zaman bu film size ağır gelir.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
ben de sevdim, sevmeyenlere de kızdım hatta. (ip)
gonuşmaaa lennn deseydın sevmeyenlere
recep ivedikten tiskiniyorummm :m beraber gidecektik bu filme oyy oy :m
çözümleme güzel olmuş gerçekten :)
sinema basitçe 1-2 saatlik bir eğlence değil midir zaten.git ve o iki saatin tadını çıkar di mi.
hayır deildir bence:) neyse filme dönersek tespit süper ki film ile ilgili en mükemmel yakaladığın nokta bu bence(diğerleride iyi de..) filmin gora dan sonra çekilmiş olması dezavantaj yarattı arog için...iyiydi ama gora dan iyi değil di..ve devam filmlerinde yaşanan talihsizlik te bu işte (matrix 3lemesi bile yaşadı) tek yaşamayan da yüzüklerin efendisiydi aman çok uzadı bide arog çok küfürlü amına koyım
r5u77m2i55 e3n18q2q02 h2a41m4g69 r5z52h2x45 c2b53b5p73 e2k26l4k82