Coen Kardeşler geçen yıl Oscarı aldıktan sonra daha da fazla merak uyandıran bir projeydi "Burn After Reading".Özellikle Brad Pitt,George Clooney,John Malkovich,Richard Jenkins,J.K Simmons,Tilda Swinton gibi bana göre harikulade oyunculardan kurulu bir kadroyla çekilecek oldugu açıklandıktan sonra beklentiler daha da artmıştı benim için.



Filmin,kara mizah türünde olacağı duyulduktan sonra da açıkcası iyice meraklanmaya başlamıştım.Çünkü üstteki oyuncuların bir çoğu mizaha pek de yakın durmayan oyunculardı daha önce yaptıkları işlere bakacak olursak. Yani açıkcası Brad Pitt'i bir moron rolünde kim hayal edebilirdi ki,ya da George Clooney'i o karizmatik hal ve duruşlar yerine tam bir mal gibi görünce kim gülebilirdi.Six Feet Under'ın ölü babası Nathaniel Fisher'ı oynayan Richard Jenkins,OZ'daki manyak nazi Vern Schilinger ile tanıdıgımız J.K Simmons filmin harika tatlarından bir kaçı.Ayrıca Joel Coen eşi Francsi McDormand'ı da kullanmış filmde ,ki yenge de estetik takıntılı manyak Linda rolünde hakikaten döktürmüş.Özellikle Brad Pitt'in canlandırdıgı Chad ile harika bir ikili oluşturmuşlar. Tilda Swinton da yine o donuk suratıyla rolünün tam karşılıgı olmuş.



Intelligence is Relative

Film Coen Kardeşlerin daha çok senaryoya ve oyuncu performanslarına dayanarak çektikleri bir film.Coen Kardeşler herşeyden önce çok özgün olmasa da başarılı bir senaryo yazmışlar ve bu
senaryo için gördüğüm en iyi cast seçimlerinden birine imza atmışlar.Neden diyecek olursanız filmi izlerken anlıyorsunuz ki üstte saydığım oyuncu kadrosu yerine,belki onlardan daha iyi rolü kaldırabilecek oyuncularla çalışılsa bile bu oyuncu seçiminin verdigi keyfi hiç bir kadro veremezdi.Sadece John Malkovich'in "nerden geldim ben buraya" diyen Aragones tavırları,Brad Pitt'in Fight club'tan sonra burnundan kan geldiği ama Tyler Durden'ın yanından bile geçmeyen tepkisi,George Clooney'nin karizmatik kadın avcısı yerine adeta "nefes alsın yeter her türlü gideri var" bakış açısı bile bu filmi görmenize yetecektir kanımca.
Filmi izlerken belki size itici de gelebilir bu oyunculuklar.Dedigim gibi pek aşina oldugumuz tiplerde değiller;ama filmin en eglenceli kısmı da bu.
Ve film sadece "ben şu karizmatik oyuncuları alayım da şebek rollere sokayım böylece milleti eğlendireyim" demiyor kesinlikle.Gerçekten kaliteli bir eğlence size vaadettigi.O yüzden Adam Sandler,Ben Stiller filmi seven arkadaşlar uzak dursa iyi olur.

What the Fuck !!!

Filmde en çok kullanılan sözcüklerden biri "Fuck".En az elli altmış kez falan duyuyoruz bu lafı ve hakikaten hakkını da veren bir laf.Öyle saçmalıklar geliyor ki karakterlerin başına kallavi bir "ya bi siktirin gidin kardeşim" demek geliyor insanın içinden.Geroge Clooney'nin oynadıgı Harry karakterinin evinin bodrumunda günlerce uğraştığı sürpizi(!) görünce zaten sizin de agzınızdan ister istemez çıkacak bu laf.

John Malkovich'in oynadığı "Bezgin Bekir Osbourne" karakteri de insanda gülerken acıma hissi uyandırıyor.Bir adamın başına bunlar da mı gelir be kardeşim diyoruz izlerken.

Tüm bunlar yaşanırken kenardan olanları endişeyle izleyen Richard Jenkins'in canlandırdıgı Umutsuz Aşık Ted de başka bir tat katıyor filme.Richard agbimizin son sahnelerdeki "ulan beni niye bulaştırıyonuz allah belanızı versin" halleri görülmeye deger.
Hele bir CIA başkanı(J.K Simmons) var ki,ben böyle bir sogukkanlılık böyle bir vurdumduymazlık böyle bir rahatlık görmedim arkadaş.Krizleri böyle mi hallediyorsunuz ulan bi kalk endişelen terle bari eşşek sıpası."Tamam hallederiz onu,olmadı vurun ya ugrasamıycam,yemege çıkalım mı " tavırları yedi bitirdi beni.



Fazla da detaya girmek istemiyorum ki yeterince girdim sanırım.Efendim kısacası kaliteli ve eglenceli bir film izlemek istiyorsanız,beklentinizi de bir "Snatch" bir "Lock,stock" ayarında tutmassanız "Burn After Reading" gerçekten insanı eğlendiren bir film.İzleyin derim.
Notum ise 10 üzerinden 7.