Phelps Bong Bong

Posted by her boku bilen adam | Posted in | Posted on 03:17


Pekin 2008'de Michael Phelps 7 buçuk (sırp yüzücü geçti kimse masal anlatmasın bana)
madalya birden alınca tabi ki yer yerinden oynadı.Aslında şanslı da bir adam Phelps.Zira 2006'da daha 24 yaşında sporu bırakan Ian Thorpe ve onun ezeli rakiplerinden Hollandalı van den Hoogenband karşısında olsaydı 8 madalya hayal olurdu.Biraz da yüzmedeki yıldız eksikliğinde başta çinliler olmak üzere tüm dünya tarafından ortam da hazırlandı kendisine.


Ama tabi şimdi tüm bunlara sığınıp da adamın aldığı 8 olimpiyat madalyasını küçük görmek de biraz eşşeklik etmek oluyor.Benim biraz yapmaya çalıştığım gibi.Kim ne yaparsa yapsın,haydi birini Sırp yüzücüye bile versek, o kadar altını hem de olimpiyat gibi bir ortamda almak gerçekten büyük başarı.



Böyle sporcular için aslında bu tip başarılar büyük de bir tehlike potansiyelini beraberinde getiriyor.Her ne kadar büyük hayranlıklar uyandırsa da Muhammed Ali,Sergei Bubka,Naim Süleymanoğlu,Michael Jordan,Pete Sampras gibi fenomen olmuş sporcular belli bir başarı grafiğinden sonra artık kendi dallarında rekabeti ortadan kaldırdıkları için antipatik gözükmeye başlıyorlar.Özellikle bireysel sporlarda bu daha da ön plana çıkıyor.Yakın tarihten örnek vermek gerekirse de Michael Schumacher ve Roger Federer bu duruma uyan iki isim.Hatta F1'de kural değişikliklerine gidildi hatılarsınız.Adeta artık rekabet görmek isteyen toplumun oluşturduğu "mahalle baskısı" ile koltuklarından inmek zorunda kaldılar.
Tabi bunda bazen kendi payları da olmadı değil.
İşte efsane,fenomen,sembol olarak kalabilmek biraz da baskılara dayanmaktan geçiyor.Bu ortamlarda kendisinden ve yolundan taviz vermeyen sporcular gün gelip yenilseler ve ünvanlarını kaybetseler dahi yine de oraya tekrar çıkabilecek güce gelebiliyorlar.

Michale Phelps de Pekin'den sonra şimdiden bu fenomenlerden biri haline geldi.Çok çalışmış çok özen göstermişti elbette.Günlerce gazetelerde tvlerde beslenme ve çalışma programları haber yapıldı.Daha sonra ise Phelps başarının hatta gelebilecek en üst başarının kazanılmasıyla medyada daha farklı biçimde yer etmeye başladı.Her gün "Phelps alemlerde" tipinde haberler yayınlandı.En son da "bong" ile esrar içerken fotoğrafları çıktı.


"Bu oğlan iyiydi temizdi de o etrafındakiler bozdu garibimi.." - Semra Kaynana - New York Times


Şimdi tabi iki farklı bakıç açısı var :

"Bu adam genç,başarıyı da yakaladı bırakın içsin oğlan." diyenler.
"Başarıyı hazmedemedi" diyenler.

Açıkçası ben şu an için Phelps'in,"the best" mi yoksa George Best mi oldugunu kestiremiyorum."Bekleyip görelim" lafından nefret ederim ama şu an için başka çare yok gibi gözüküyor.Umarım Ian Thorpe gibi çekip gitmez.Karşısına da kaliteli bir rakip çıkması en büyük temennilerimden.En azından Nadal-Federer rekabeti havuza da taşınır da biz de sporseverler olarak "ben o yarışı canlı izlemiştim" ile başlayan cümleleler kurabiliriz ilerde.

Phelps Türk olsaydı şimdi spor otoriteleri(!) kesin " evlenirse hayatı düzene girer,evlendirelim" derlerdi.


"Amcaoğlundan Speedo marka haşema"

Comments (3)

bu keyifli yazılar devam ettikçe ben bu blogu izlerim arkadaş:)

-Veli Güven

Washington Post

Ben gelişmeleri tam olarak takip etmedim. Elinden madalyaları geri alma veya spordan uzaklastırma gibi cezalar alabilir mi? sonucta doping falan almamis. olimpiyatlardan sonra eglenip kafayı bulmuş:)

bildiğim kadarıyla yarış dönemi esnasında uyuşturucu kullanırsa ceza alıyor.bir ceza almayacak bu yüzden.alsa da çok uzun süreli bir ceza olmaz bu.

zaten hemen bir basın toplantısı yapıp özür de dilemiş.hayranlarıma kötü örnek oldugum için diye de açıklama yapmış.

yalnız bazı sponsorları desteklerini çekecekmiş.yani kısaca para ve imaj oalrak bir kayıp söz konusu.yani madalyaların gittiği falan yok.